Yaşam ve ölüm sadece bir andan ibaret. Çoğu zaman o anın kontrolü sizin elinizde dahi değil. Bunun bilincinde yaşamak, buna göre hareket etmek gerek...
Kaç gündür elimde kalem, aklımda kırık dökük kelimeler. Neresinden tutsam elimde kalıyor, bir türlü kâğıda düşmüyor. Hayatlar paramparça, aileler darmadağınken biz de insanız diye geçiniyoruz işte. Bombalar büyük, kayıplar büyük, acılar büyük ama çocuklar küçük. O çocukların acıları ise hepsinden daha büyük. Günlerdir çocuklar aç, çocuklar yaralı, çocuklar dehşet içinde, çocuklar öksüz, çocuklar yetim, çocuklar ölü. Ne hayatta kalan kurtulabildiğine sevinebiliyor, ne giden geri geliyor. Gidenlerin ardında bıraktıkları ise günlerdir aynı acıyı, aynı dehşeti tekrar tekrar yaşamaya devam ediyor. Hayatta kalan insanların sayısı azaldıkça, meleklerin sayısı artıyor. Çünkü insanlık, çünkü masumiyet ölüyor, yazıklar olsun!
Ha sadece bununla da bitmiyor. Normal devam ettiğini sandığımız hayatımızda bile canımız acıyor, içimiz daralıyor, kendimize gelmek mümkün değil, çünkü hayat bizden daha büyük oynuyor. Tevekkülden başka çare yok. Bugün bir kez daha anladım ki pek çok şey bizim kontrolümüz dışında gerçekleşiyor. Belki de tesadüfen yaşıyoruz. Bizim müdahil olduğumuz şeyler elbette var ama maalesef biz bu bütünün en küçük parçasıyız. Bir düzen var, dönen bir çark ve biz bu dünyada o düzenin devamı adına sadece üstümüze düşeni yapıyoruz. Üstelik bu düzen devam edebilsin diye yerimize, kendimizden canlar bile üretip bırakıyoruz. Hayat bazen hiç beklenmedik sürprizler sunar. Bir anda oluveren bir şey sizi mutlu ederek şaşırtırken, bazen de olan hayatınıza mal olabilir. Üstelik ne olursa olsun olan şeyin sizinle uzaktan yakından alakası olmayabilir. Bir önceki yazımda dediğim şeyi canı gönülden tekrar etmek istiyorum. Her gününüzü son gününüzmüş gibi yaşayın ki, böylece hangisinin son olduğunun bir önemi kalmasın.
Bu Cumartesi günü en yakın arkadaşım ailesiyle birlikte bir trafik kazasında kurbandı. Kırmızı ışıkta beklerken karşı yönden kontrolü kaybedilmiş halde gelen bir araç taklalar atarak onların aracının üzerine düştü. O an arkadaşımın engel olabileceği bir an değildi, olan oldu, ölen öldü, ağır yaralılar yoğun bakımda ve hafif yaralılar evlerine gönderildi. Hayat işte bu kadar! Bir an, sadece bir an.
Kazada hayatını kaybeden genç kadına Allahtan rahmet, yakınlarına ise sabırlar diliyorum. Yaralılara da acil şifalar temenni ediyorum. Allah hepimize sağlıklı, kazasız belasız, bombasız kayıpsız, huzur ve barış dolu bir ömür nasip etsin. Lütfen artık mutlu olalım…