Tam bir göçebe ruhum var benim. Hiç bir yerde fazla duramıyorum. Hiçbir şeyi fazlaca sahiplenemiyorum. Hatta kendimi hiçbir yere ait hissetmediğimi bile söylesem yalan olmaz.
Hala merak ettiklerim var benim, hala görmek istediğim yerler var, hala bilmediklerim ve hala öğrenmek istediklerim. Hep bir eksiklik hissi. Bir türlü tamamlanamamış bir ben. Bir şeyleri tam seveceğim anda, başka bir şey çıkarsa gidip onu kurcalıyor şıpsevdi çocuk ruhum. Ne ben tamamlanıyorum, ne de o şey. Hep bir şeyler yarım kalıyor hayatımda. Ne kadar istesem de tam olmuyor. Mizacım böyle, artık bunu kabul etmeliyim. Ait olmak, sahiplenmek, yönetmek, yönetilmek, yönlendirmek, yönlendirilmek, hiç bana göre değil. Hayır hayır yanlış anlaşılmasın şikayetçi değilim bundan. Dedim ya, ruhum göçebe tek bir şeye bağlanıp kalabilsem bugün bu yazıyı bile yazıyor olmazdım.
Ama sorun çözmek tam benlik. Çözümsüz hiçbir şey de yok aslında. Yeter ki niyetiniz çözüm bulmak olsun. Her şey olur. Hem de çok güzel olur. Bununla da yetinemiyorum, e göçebeyim dedim ya. Var olan bir soruna çözüm bulduğum anda, başka sorunlar bulup onları çözmeye koyuluyorum istemsizce. Hayatım adeta buna bağlıymışçasına kendimi adıyorum çözüm yoluna. Tam anlamıyla mutlu oluyorum o zamanlarda.
Mutlu olduğum bir başka şey de müzik. Evet, göçebe ruhumu doyuran diğer faktör de kesinlikle müzik. Şarkılara anlam yüklemeyi seviyorum ben. Hoşuma giden bir melodi, bir ezgi, bir nağme duyduğum anda içinde bulunduğum anı yükleyiveriyorum o şarkıya. İnanın bana çok geniş bir repertuarım var haliyle. Değişik türler, değişen ruh halime de hitap ediyor ve ben kendi kendime çok eğleniyorum ve çok da mutlu oluyorum. Ama benim aldığım hazzı paylaşmaktan ziyade içimde depolamayı seven bir yapım var. Çok ama çok sevdiğim bir şey olunca onu ortaya dökmek yerine kendime saklamayı tercih eden biriyim ben. Benim aldığım keyfin bende çok daha güzel durduğuna inanıyorum çünkü paylaşınca bazı şeylerin büyüsü bozuluyor gibime geliyor. Benim duygum bende, “sadece beni” mutlu eden bir duygu ne de olsa. Her şeyimi paylaşmamam benim duygusal bencilliğimden. Başkaları anlasın diye mutlu olunmaz ki. Mutluysan mutlusundur işte. Ruhu besleyen en güzel şey, hissettiğiniz duyguların sizde bıraktıklarıdır. Her şeyinizi paylaşmayın ki, sizin de size özel, sadece sizi gülümseten anlarınız olsun.
Hepinizin özelinde hep güzellikler olması dileklerimle, göçebe veya değil hiç fark etmez ruhunuza iyi bakın.