3194 s. İmar Kanunu uyarınca, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olduğu tespit edilen kaçak yapılar (https://www.imarvehukuk.com/imar-hukukunda-ruhsata-tabi-yapi-ve-esasli-tadilat-kavramlari/) hakkında Belediyeler tarafından yıkım kararı verildiği gibi, inşaatı yapan kişiler de ciddi miktarlarda imar para cezasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu şekilde bir idari yaptırıma maruz kalan vatandaşlar, İdare Mahkemeleri’ne başvurarak, ilgili idare tarafından uygulanan yaptırımın iptalini talep edebileceklerdir. Bu haftaki yazımızda bu itiraz yolunun ne şekilde yapılması gerektiğini ve şartlarını ele alacağız. Keyifli okumalar.
İmar Kanunu’nun 21.maddesine göre, herhangi bir şekilde ruhsat alınmadan yapılan ruhsatsız yapılar ile ruhsatlı yapılardaki ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapı ve esaslı tadilatlar imara aykırı yapı sınıfına girmektedir. İlgili Belediyeler tarafından bu şekilde bir aykırılığın tespit edilmesi halinde bahse konu yapı hakkında yapı tatil zaptı düzenlenir ve yapı mühürlenir. Akabinde de İmar Kanunu’nun 42.maddesine göre kaçak yapı kim tarafından inşa edilmiş ise, o kişiye karşı idari müeyyide uygulanır. İdare tarafından bu kişilere, öncelikle imara aykırı bu durumu eski hale getirmesi, yani binayı yıkması için belli bir süre verilecektir. Eğer bu süre içerisinde imara aykırı durum giderilmez ise, yapı hakkında yıkım kararı verilecektir.
Ancak burada, özellikle yıkım kararı telafisi mümkün olmayacak şekilde sonuçlar doğurabileceğinden, idare tarafından tesis edilen işlemin bütün unsurlarının Kanun’a uygun olması gerekmektedir. Bu unsurlardan herhangi birisinde bir eksiklik bulunması halinde bahse konu işlem hukuka aykırı hale gelecek ve idari işlem iptal edilebilecektir.
İlgililerin idari işlemin iptali hakkında dava açmak için, iptali istenen kararın kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 günlük süreleri olduğunu da hatırlatalım. Bu süre geçirildiği takdirde, İdare Mahkemeleri nezdinde işlemin iptali talep edilemeyecektir.
Ayrıca İdare Mahkemesi nezdinde, idari işlemin iptali talep edilirken bunun yanında yürütmenin durdurulmasının talep edilmesi de büyük önem arz etmektedir. Çünkü yıkım kararına karşı tek başına dava açılması yıkım işlerinin duracağı manasına gelmemektedir. Yıkım işlemi, ancak yürütmenin durdurulması adı verilen müessese ile dava sonuçlanıncaya kadar durdurabilir. Dolayısıyla açılacak olan iptal davalarında mutlaka yürütmenin durdurulması talep edilmelidir.
Son olarak inşa edilen kaçak yapıların aynı zamanda imar kirliliğine de neden olması durumunda, TCK m.184 uyarınca şüpheliler hakkında Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından soruşturma başlatılacağını da ekleyerek bu haftaki yazımızı noktalayalım.