Gündem referandum, herkes farklı yazıyor, biri diğerine diğeri ötekine ağır hakaretler, ağır suçlamalar, siyasete yakışmayan çirkin cümleler bir ayrıştırma vs …
Sözün özü ötekileştiriliyoruz içten içe…
Nereye cevirsem gözümü bakmaz olsam görmez olsaydım diyorum.
Eminim ki herkeste aynı şeyi düşünüyor.
Biz de sıkıldık…
Vatandaş da…
Ne yaparsak yapalım ne konuşursak konuşalım.
‘Geri dönmeyecek o yıllar’’
Ve biz geçmişimizi nasıl özlüyorsak,
14 Mayıs öncesini de öyle özleyerek geçireceğiz sanırım.
Ne film başa sarılacak ne de canım Türkiyem eskisi gibi olacak.
Her geçen gün artan insan kalabalığı, bu da yetmezmiş gibi referandum sonrası protestolar,
karşıt ve yandaş gruplar bunların üzerine de sıkıntı yaşayan vatandaşlar, yoğunlaştıkça yoğunlaşan araç trafiği.
Bunaldık hepimiz demi?
Ne yollarda gidilebiliyor, ne de kaldırımlarda yürünüyor.
Sadece yollar ve kaldırımlar olsa keşke!
Nereye yönünüzü çevirseniz, sıkıntı verici tablolar.
Birbirine düşman gibi bakan gözler.
Yan baksan ne baktın diye seni dövecek tipler.
İşin özü insanlar bunalmış durumda.
Bir mutsuzluk, bir çaresizlik almış başını gidiyor.
Bu kötü tabloyu gördükçe de, ‘Ah ah nerede o eski günlerimiz’ demek geliyor insanın içinden.
Ama gelmeyeceğini biliyoruz.
Dönelim geçmişe bakalım.
O mutlu aile tabloları, komşuluk ilişkileri, yardımseverlikler hep anı olarak gözümüzün önüne geliyor.
Ne güzeldi ama değil mi?
Sabah evimizden çıkardık, bir sürü çocuğun kapımızın önünde oyun oynadığını görürdük.
Kapı önlerinde annelerimiz, teyzelerimiz oturmuş, demledikleri çayı içerek sohbetler ettiklerine tanık olurduk.
Ne bu kadar şehit ne bu kadar terör olayı ne trafik sorunu, ne bu kadar cinayet, ne de hırsızlık.
Akşam olur, ya Ayşe teyze, ya Fatma abla gelir filmler izlenirdi.
İkramlar yapılırdı.
Ya şimdi?
Ne gelen var, ne giden.
En yakınlarınız dahi uzaklaşmış kendi kabuğuna çekilmiş.
Bir çay vermeye elleri titriyor.
Ötekileştirildikçe akraba akrabaya kardeş kardeşe düşman olmuş durumda
Siyaset artık aile bağlarını, komşuluk ilişkilerini, arkadaşlığı, dostluğu bitirir olmuş.
Düşünün ki küçücük çocuklar siyaset yapar olmuş.
Okulda sınıf başkanlığı seçimlerine vaatler verilir olmuş.
İmkânsızlıklar almış başını gidiyor.
Ahhh ah demeyip de ne yapacağız.
Bunalmayıp da ne yapacağız.
Ama her şeye rağmen hayat devam ediyor işte.
Sevsek de sevmesek de, mutlu olsak da olmasak ta bu hayat devam ediyor işte.
Çekeceğimiz varsa, çekip gideceğiz bir gün.
Daha fazla içinizi karartmayayım.
Benim ki sadece geçmişe olan özlem.
İnşallah o geçmişteki mutluluklara dönmek umuduyla.