Halkı duymaya vaktiniz yoksa, göz hizasına inmeye niyetli değilseniz  dersler boş geçiyor. Siyasetten sınıfta kalmanız an meselesi.

"Üzgünüm Leyla" diye başlamak isterim söze. Antidemokratik yollarla iş bitirmeye çalışanlar yüksek özgüvenleri ile "oldu da bitti maşallah" diye tef çalsalar da gerçekle yüzleşmek için az kaldı.

Sokaklarda gördüğümüz şu; kalabalıkların rengi değişti. Menteşe'de mesela bir  Hüseyin Nizamoğlu'nun açılışına baktık bir de Kurşunlu Cami önüne. Rahat yarışır. Bir farkla Nizamoğlu 'nun yanında Genel Başkan ve Ankara'dan gelen heyeti yoktu. 

Tabii öyle bakacaksak bir de geçmiş tarihli de olsa Perşembe Halk Buluşmasına bakmak gerekir. Hani CHP'nin Genç PM Üyesinin, Büyükşehir adayının filan olduğu tam da halkın pazara geldiği gün, üstelik belediye çalışanlarının öğle arasına denk  gelen buluşmanın basına yansıyan fotolarına. Nizamoğlu pasaja değil sokağa sığmadı. Diğerinde pasajın taşlarını saydık. Taşların nizamı gayet yerinde rengi açıktı. 

Demek ki halkın alternatif arayışı var!

TARAF OLMA ÇABAM YOK

Şimdi beni dolaylı olarak İYİ Parti reklamı yapmakla filan eleştirecekleri de uyarayım; hiç taraf olma çabam yok. O nedenle adayın adını yazdım sıfatını değil.

İYİ Parti 'den istifa edip Cumhur İttifakının Bodrum Adayı olan Mehmet Tosun'u dinlemenizi de öneririm. Habertürk'teki son yayını. 20 dakikada Bodrum bu kadar iyi anlatılırdı. Tabiki  CHP'nin  Genç Bodrum Adayı Tamer Mandalinci'yi de izleyin mutlaka. Konuya ve çözüme kim daha yakınsa ona doğru gidiyor halk. 

Bodrum potası 18 adaydan oluşuyor.

Bağımsız Aday Volkan İlgüz, solda muhakkak bir bölünme yaratır diyorlar. Solun tepki oylarına iddialı bir talip olarak görülüyor. 

TİP 'in Bodrum Adayı İletişimci Özgül Tuzcu kadın söylem gücünün yanına, halktan biri olduğunu net gösteren tavrı ve tecrübesiyle hakkını vererek  izlendiğinde kendisine  kayıtsız kalmak zor. 

BODRUM'DA CHP YÜKSEK AMA...

Bodrum'da CHP yüksek özgüvenli ama ikinciliğe şimdiden talim etmiş gibi. Büyük büyük iddialara sessizlik, hakaretlere tepkisizlik, seçim ofis açılışını Cumhurbaşkanının Muğla 'ya geldiği güne ayarlamak gibi tuhaf salvolar devam ediyor.  Medya yansımalarında aynı zamanda olması hasebiyle Cumhurbaşkanı ve AK Parti'nin Genel Başkanı Erdoğan'ın gölgesinde kalmayı sorun etmiyorlar. CHP'li olup evladını sınava Menteşe'ye götüreceklerin dönüşünü de hesaba katmıyorlar. Partililerin gelmediği boş koltukları göstermek konusuna da alıştılar gibi detaylara takılmıyorlar pek. Velhasılı oldukça farklı tercihleri ve alışıla gelmişi  geride bırakan özden kopuk bir anlayışı benimsediklerini her adımda net hissettirmeye devam ediyorlar.

Görünen köyü daha fazla anlatmayalım!

MECLİS ÜYE ADAYLARI İYİ ARAŞTIRILMALI

Benim sizlerin dikkatine sunmak istediğim bir diğer konu, partilerin ilde ilçelerde belediye meclis üyeleri olarak ortaya koyduğu isimlerin sizler  tarafından iyi araştırılması gerekiyor. Meclis Üyesi kalitesi çözüme yakınlık ya da uzaklık açısından iyi bir çıtadır. Particilik konusunu ikinci plana atmak şehrimizin faydasına olacaktır. Ortaya atılan liste hangi kavramı öne çıkarıyor? Liyakat mi nepotizm mi? Rant mı hizmet mi ? Bunu bugün bilmezsek yarın olacakların önüne geçemiyoruz! Şikayet ve muhalefet etme hakkımız da gidiyor elden!  Denizden geçerken bir gün bakıyoruz ki dün bakir dediğimiz yerler koca koca inşaat sahasına dönmüş...

HALK HİZMET İSTİYOR

Kimi seçiyoruz?

Halkın istediği açık, hayatın zor koşullarının yanına kentsel sorunları eklemek istemiyorlar. Parasını ödediği suya kesintisiz ulaşmak, yolunun araba masrafı çıkarmaması, denizin, havanın temiz ve bedava olması,bir türlü yapılamayan planlamaya göre imar açılması, alt yapı yatırımlarının adam gibi ve düzgün yapılması hususunda hassasiyet bekliyorlar. Aldıkları süte bile vergi vermekte sorun yaşatmayan halk, hizmet istiyor. Bu da "anasının ak sütü gibi helaldir" değil mi büyük emeklerle verdiğinin karşılığını almak?

Çöp toplamaya, hizmet etmeye gerçekten  niyetli,  yollara patates tarlası deyip sonra  baka kalmış kimseleri istemiyorlar. 

Yollara bildiğiniz gibi en  son "patates tarlası" benzetmesi de biliyorsunuz Cumhur İttifakı Büyükşehir Adayı  Prof. Dr. Aydın Ayaydın'dan geldi. Hizmetsiz kalma hususunda ve bunu aynı ifadelerle anlatma hususunda ortak noktadalar.

Trafik sorununu bugün halkın söylemleriyle keşfetmiş yerli ama sorunlara yabancı aday da istemiyorlar. "Rant ile işimiz yok" deyip çok işinin olduğunu gösteren isimlerle, rant için imza atanlarla yol yürümek de istemiyorlar.

Davalarına ihanet ettiğini gördükleri kişileri destekleyerek, bu ihanet çemberini büyütmeye de hiç niyetli değiller.

Sonuç:

Terzi beceriksiz çıktı. Koltuk artık kolay ceket beğenmiyor. Kalite anlayışı değişti.

SON VİRAJDAN ÖNCEKİ SON ÇAĞRI

Bak sağır kulaklara adadık yazıyı son kez! Bu son virajdan önceki son çağrı!

Koltuklar sahibini kendi seçecek bu defa. Kimse için kolay olmayacak işler. Aksiyon planını, projelerini, neyi nasıl yapacağını anlatamayan, adam akıllı vaatlerini sıralayamayanlar için bu sınav çetin. Yanlışlar doğruları götürüyor. Boş cevaplar rakipler tarafından affedilmiyor. Dahası sürekli aynı cevabın doğru olduğuna inananlar bu sınavda inandıkları yaygın yanlışları da terk ediyor.

Halkı duymaya vaktiniz yoksa, göz hizasına inmeye niyetli değilseniz  dersler boş geçiyor. Siyasetten sınıfta kalmanız an meselesi.

Yerel yönetim doğumdan ölüme halkın yanında ve hizmetinde olmaktır. Seçime girmek kolay da sandıktan çıkmak zordur!

Size nasıl anlattılar? 

Haydi selametle...