Belediye başkan adaylarına şunu hatırlatmak isterim. Sosyal belediyecilik çatısı altında yapmaya çalıştığınız yardımlar ihtiyaç sahiplerini kapsar. Emekliyi bu kategorinin içine alırsanız kaş yapayım derken göz çıkartırsınız.

Yerel seçim arefesinde adaylardan beklentimiz;  şehre değer katacak projelerini, şehri nasıl gördüklerini anlattıkları vizyonlarını, üstlenecekleri sorumluluklarını da içine alan misyonlarını halkla paylaşmalarıdır.

Ülkenin anayasal düzeni, ekonomi yönetimi, halkın yaşayış biçimi, kutsallarının korunması gibi boylarını çok aşan konuları üstlenerek ona göre söylem geliştirmelerini beklemeyiz. Bunun için zaten yerel siyaset temsilcileri il/ilçe başkanları farklı, icraat makamı dediğimiz belediye başkan adayları farklı bir duruşta var olmalıdır.

BAŞKAN SEÇİLDİĞİNDE O ŞEHRİN EMİNİ OLUR

"Belediye başkanı" dediğin seçildikten sonra o şehrin emini olur. Parti bayrağı kalkar, hizmet şehre ve millete evrilir.

Hal böyle iken söylemler sanki şehrin sorunu bitmiş de ülkenin sorununa el atar hale gelmiş gibi. Kulvarlar Arap saçı.
En belirgin örneği ise; emekliler ile ilgili vaatler veriyor. Emeklinin aylığını 15 bine tamamlama sözünü belediye başkan namzeti dile getiriyor. Sebep, Türkiye'de seçmenin yüzde 26'sı emekli. Yani 4 oydan biri emeklinin.

Türkiye’deki 16 milyon emekli ve dul ile yetim aylığı alanlara sunulansa iki dini bayram için toplam 6 bin lira yani ‘cep harçlığı'.

EMEKLİLER ÇALIŞIYOR

Ortalama 10 bin lira maaş alan emekliler, artık aş evi ve iftar çadırlarında karınlarını doyuruyor.
Daha da tuhafı aldıkları maaş yetersiz oldugu için emekli de olamıyorlar. Bakın, SGK verilerine göre 1,8 milyon emekli çalışıyor ve bunların 919 bini EYT’lilerden oluşuyor.

TÜRK-İŞ’in açıkladığı açlık sınırı Şubat 2024’te 16 bin 257 lira oldu. Bu ne demek? Muğla’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı.

Şubat ayında yıllık tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 67 oldu. Her ay açlık sınırı giderek yükseliyor. Emeklilerin alım gücü de her ay geriye gidiyor.

Milli gelirden emekli maaşlarına ayrılan payda Türkiye son sıralarda!

Emekli maaşlarının gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranında Türkiye yüzde 36 ile Avrupa ülkeleri içinde sondan ikinci sırada. 2021 yılında emekli/yaşlı ve dul/yetim maaşlarının GSYH’den aldığı pay Türkiye’de yüzde 6,1 olurken AB ortalaması yüzde 13 oldu.

AVRUPALIYLA TÜRKİYE'DEKİ EMEKLİNİN FARKI

Bugün Avrupalı emekli maaşıyla 300 kilo kırmızı et alabiliyor. Türkiye 'de ise 30 kilo anca alıyor. Yani alım gücü kıstası yapacaksak 10 kat altta kalıyoruz. Bu çok acımasız bir tablo.

Maaşların açlık sınırının bile çok altında kalmasıyla "emekliler geçim sıkıntısı yaşıyor" cümlesi yetersiz. Çünkü ölüm kalım mücadelesi veriyorlar.

YARADANA HAVALE EDİYORUM

Bütün bu sebeplerden 19 Martta sokağa çıktılar. Tüm Emekliler Sendikası Muğla Şubesi adına konuşan  Adil Eroğlu, “Bugün Tüm Emeklilerin Sendikası olarak Ardanuç'tan Edirne'ye, Giresun'dan Mersin'e kadar onlarca il ve ilçede alanlardayız. Sefalete, yoksulluğa, açlığa mahkum edilmeye itirazımızı en güçlü şekilde duyurmak için alanlardayız." dedi.

Nasıl hayatta kalmaya çalıştıklarını anlattı. Metni okuyunca boğazımda düğümlenenleri anlatmak için bu yazı doğru mekan değil saygı sınırını aşar. Yazımda, halka bunu reva görenleri Yaradan'a havale etmekle yetineceğim.

KAŞ YAPAYIM DERKEN GÖZ ÇIKARIRSINIZ

Fakat belediye başkan adaylarına şunu hatırlatmak isterim. Sosyal belediyecilik çatısı altında yapmaya çalıştığınız yardımlar ihtiyaç sahiplerini kapsar. 

Siz, emeklileri, yani 30 yıl bir fiil bu ülke için alın teri dökmüş. Evladından ailesinden feragat ettiği zamanı ülkesine hizmet yolunda harcamış. Çalışırken gelecek yatırımını da devlet üzerinden yapıp SGK primini, vergisini ödemiş emekliyi bu kategorinin içine alırsanız kaş yapayım derken göz çıkartırsınız. Emekliye hangi sıfatla 5.000 TL veriyorsunuz? Emekli çalışırken biriktirdiği devlete ödediği hakkını istiyor! O, bugünlerinde kimseye muhtaç olmamak için dişinden tırnağından ayırdığını, eline hiç almadan devlete veriyordu hatırlayınız! 

Bugün istediği, dün devlete verdiği borcu! Yani emekli devletten alacaklı! 

Ve siz, geliştirdiğiniz sözümona projelerinizde emekliye şunu diyorsunuz, "devletten alacağını unut sen yardıma muhtaçsın?" 

Emekli de size diyor ki: "Yardım etmekse maksadınız buyurun gidin borçluyu ikna edin alacak ortadan kalkarsa asıl ihtiyaç sahiplerine o zaman el atalım hep birlikte! "

Vaatleri yaparken önce kiminle muhatapsınız ve kime ne söylüyorsunuz farkında olun! Sizin partilerinizin meclisteki varlığında son 20 yılda ekonomi politikalarının nereden nereye geldiğini lütfen tekrar gözden geçirin! 

AYAYDIN'DAN YANIT GELMEDİ

Bu arada önceki yazıda AK Parti Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Ayaydın'a ilettiğim sorulara yanıt henüz sessizlik. İlgili çok sayıda mail ve dönüş aldığım için bunu da belirteyim istedim.

Haydi selametle...