Tek yürek olmak
İnsanımızın ortak paydada dayanışma örneklerini hayatımızın her alanında görmek mümkün. Özellikle kötü günlerde bu sosyal dayanışma daha üst düzeyde oluyor. Dün gece tek yürek olan Türkiye, televizyon ekranlarından depremzedeler için 115 milyar lirayı aşan miktarda bağış toplamayı bildi. Ortak paydada buluşmak sadece maddi destek anlamına gelmiyor. Örneğin, Kızılay Kan Merkezleri bugünlerde alabildiğine dolu. Muğla’nın Ortaca ve Köyceğiz ilçeleri de depremde yaralanan vatandaşlarımız için düzenlenen kan bağışı kampanyalarına yoğun ilgi gösterdi. Bu arada son verilere göre Muğla ve ilçelerine şu ana kadar 25 bin 826 depremzede vatandaş geldi. Şimdilik geçici konaklama alanlarına yerleşen depremzedeler için yerel yönetimler tarafından başka yiyecek-içecek, sağlık ve diğer ihtiyaçları karşılanıyor. Ortaca ilçesine gelen misafirlerin temel gıda, temizlik ve diğer ihtilaçlarının karşılanması amacıyla Kültür Park’ta bulunan Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ofisinde vatandaşlar tarafından gönderilen veya bırakılan yardımlar toplanmaya devam ediyor. Ortaca Belediye Başkanı Alim Uzudemir’in de konuyla yakından ilgilendiğini biliyoruz.
Yorumsuz
Deprem ve sonrası ülkenin öncelikli gündem maddesi olmaya devam ediyor. Öyle de olmalı. Yitirdiğimiz canlar için elbette çok ama çok üzülüyoruz. Enkaz kaldırma çalışmalarının hız kazandıüı bugünler öncesinde arama-kurtarma çalışmaları devamederken, enkaz altından çıkan her bir can için ne kadar sevindikse bu türden acıların bir daha yaşanmaması için alınması gereken önlemler de hep akılda olmalı. ÇevreŞehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’dan bu konuya ilşkin gelen son açıklamayı “yorumsuz” aktarmak isterim. Deprem bölgesinde incelemelerde bulunan bakan Kurum, “ yeni yerleşim alanlarını çalışıyoruz. Bölgeyi inceledim. İki gün önce Hatay’ı tamamladık, Maraş’ı tamamladık. Diğer yerleri de çalışıyoruz. Belediyelerimizin, milletvekillerimizin, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin de fikirlerini alıyoruz. Teknik olarak en doğru yere, en doğru zemine, yerleşim yerinin fay hattına olan mesafesine bakmak suretiyle bu tespitleri yapıyoruz. Ardından zemin etütleri yapılacak. Onların bir kısmı da başlatıldı. En doğru yeri ve zemini bulmak ve şehrin büyüme öngörüsünü de gözetmek suretiyle proje çalışmaları başlatıldı” dedi.
Köylü ve çiftçinin sesi olmak
Prof.Dr. Övgün Ahmet Ercan’dan gelen bir tweet, özellikle deprem bölgesindeki köylünün ve çiftçinin sesi gibiydi. Deprem bilimci Prof. Dr. Ercan, “köylünün iş makinaları dokunca görmüştür. Damlar yıkılıp büyük-küçükbaş andıklar ölmüş yaralanmıştır. Köylünün köyü terk etmemesi için ödemesiz andık (inek-öküz), koyun, keçi, kanatlılar ayrıca ucuz akaryakıt, tohum ile gübre verilmelidir. Ürünlerine ise alım desteği sağlanmalıdır” şeklindeki uyarıları dikkate alınmalıdır. Çok daha fazla zaman geçmeden...