İkinci el bir araç buldunuz, aracı ekspertize götürdünüz, kontrolünü yaptırdınız ve satıcıyla anlaşarak nihayet satın aldınız. Fakat, aracı bir süre kullandıktan sonra aracın kilometresiyle oynandığını ve kilometresinin olması gerekenden çok daha düşük olduğunu tespit ettiniz. Hakkınızı aramak için hangi hukuki yolları tercih edebilirsiniz ? Bu tarz eylemlerden doğan uyuşmazlıklarda bir hak düşürücü süre / zaman aşımı var mıdır ? Bu haksız eylemi gerçekleştiren kişiler hukuki olarak ne tür yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler ? Tüm bu soruların cevapları bu haftaki yazımızda. Keyifli okumalar.
Günümüzde ikinci el araç fiyatlarındaki fahiş artışların da etkisiyle, ihtiyacınıza göre bir ikinci el araç bulmak oldukça zorlaşmış durumda. Zaten ciddi bir maddi külfete katlanarak satın aldığınız aracın, bir de hukuk terminolojisine göre “ayıplı” çıkması, hepten hayal kırıklığı yaratmaktadır. Nitekim, birtakım kötü niyetli kişiler tarafından haksız yarar sağlamak için en sık başvurulan yöntemlerden birisi de, araçların kilometre sayacının düşürülmesidir.
Tabii bir araç satın alırken sizin de yerine getirmeniz gereken birtakım yükümlülükleriniz bulunmakta. Öncelikle, aracı satın almadan önce mutlaka aracın tramer sorgusunu yapmış olmalısınız. Bu sorgulamayı cüz’i bir ücret karşılığında PTT kanalıyla yapabilirsiniz. Ayrıca aracı satın almadan detaylı bir oto ekspertiz muayenesi yaptırmanız sizin yararınıza olacaktır.
Fakat tüm bu işlemleri gerçekleştirdiniz, yine de belli bir zaman geçtikten sonra aracın kilometresi ile oynandığını öğrendiniz. Burada artık “gizli ayıp” dediğimiz husus karşımıza çıkmakta. Gizli ayıp, tüketici/alıcı tarafından ilk bakışta anlaşılamayacak, basit bir muayene ile tespit edilemeyen, kullanma neticesinde daha sonra ortaya çıkan bir ayıp türüdür. Peki bu haksız eylemi gerçekleştirenlere karşı hangi hukuki yollara başvurabilirsiniz ? Öncelikle bu kişilere karşı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre “Ayıptan doğan sorumluluk” hallerine dayalı olarak alacak davası açabilirsiniz.
Bu hususta, eğer yukarıda bahsettiğim yükümlülüklerinizi yerine getirmiş iseniz, artık araçtaki gizli ayıbı öğrenir öğrenmez satıcıya bu durumu bildirecek ve birtakım seçimlik haklarınızı kullanabileceksiniz. Burada önemli olan husus, alıcı tarafından gizli ayıp öğrenilir öğrenilmez satıcıya bu durumun bildirilmesidir. Burada Kanun maddesi : “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” şeklinde olup satıcıya yapacağınız bildirim, hakkınızı arama noktasında elzemdir. Eğer satıcı aracın kilometresini bizzat kendisi düşürmüş ise, satıcının ağır kusurlu sayılacağını ve ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacağını da ifade edelim.
Araçtaki gizli ayıbı tespit ettiniz ve bu durumu hemen satıcıya bildirdiniz. Gelelim Kanun’un size tanıdığı haklara. Burada tek bir hakkınız değil, birden fazla seçimlik hakkınız var. Aşağıda sayılan haklarınızdan herhangi birisini satıcıya karşı ileri sürebilirsiniz. Bunlar:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
şeklinde sayılabilir. Yine bu süreçte bu ayıptan dolayı bir zarar görmüş iseniz bu zararınızın tazminini de talep edebilirsiniz.
Son olarak, araç kilometresini düşüren bu kişilerin bir cezai yaptırımla da karşı karşıya kalacağını da belirtelim. Yargıtay’ın, ikinci el araç satımında kilometre düşüren kişilerin bu eylemlerinin dolandırıcılık suçuna sebebiyet verdiğine dair birçok kararı bulunmaktadır. Ayrıca, haksız eylemi gerçekleştiren kişilerin tacir ya da şirket yöneticisi olmaları ve bu eylemleri ticari faaliyetleri esnasında işlemesi halinde, bu kişiler daha ağır cezayı gerektiren nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılacaktır.
Haftaya bir başka hukuki mesele hakkında yine bilgi ve görüşlerimizi paylaşıyor olacağız. Sağlıklı günler.