Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma davaları; çekişmeli boşanma davası ve anlaşmalı boşanma davası olarak iki şekilde açılabilir. Bu haftaki yazımızda bu dava türlerinden “anlaşmalı boşanma davası”nı inceleyeceğiz.
Anlaşmalı boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3.maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre anlaşmalı boşanma davası kısaca; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı durumlarda tarafların, evliliğin sona ermesine bağlanan maddi ve hukuki sonuçlar hakkında tam bir mutabakata varmış olmaları ve bu boşanma iradelerini hakim huzurunda beyan etmeleri olarak tanımlayabiliriz.
Anlaşmalı boşanma davaları, çekişmeli boşanma davalarına kıyasla çok daha kısa sürede sonuçlanan ve tarafları daha az yıpratan bir yoldur. Çekişmeli boşanma davalarında; eşlerden hangisinin boşanmanın meydana gelmesinde daha kusurlu olduğu, kusurlu olan tarafın daha az kusurlu olan tarafa ödeyeceği maddi ve manevi tazminat miktarı, çocukların velayeti, nafaka miktarı gibi birçok hususun yargılama sırasında tek tek aydınlatılması gerekmektedir. Bunun için de telefon kayıtları, whatsapp kayıtları ve tanık gibi çeşitli delillerin, titizlikle mahkeme huzurunda incelenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla istinaf ve temyiz aşamaları da düşünüldüğünde, çoğu zaman bir çekişmeli boşanma davası yıllarca devam edebilmekte ve dava kesinleşmediği için taraflar fiiliyatta ayrı yaşasalar dahi, resmi olarak boşanamamaktadırlar. Oysa ki anlaşma boşanma davaları, tarafların her konuda mutabık kalması durumunda çok daha kısa bir sürede tamamlanmaktadır.
Burada, anlaşmalı boşanma davası açabilmek için birtakım şartları bulunduğunu da belirtelim. Bunlardan ilki, evlilik birliğinin en az bir yıl sürmüş olması şartıdır. Yani evlenmelerinin üzerinden dava tarihi itibariyle henüz 1 yıl geçmemiş olan eşler, anlaşmalı boşanma davası açsalar dahi Kanun’da sayılan şart yerine getirilmediği için anlaşmalı olarak boşanamayacaklardır. Bu kişiler, ya bir yıllık sürenin dolmasını beklemeli, ya da bu süreyi beklemeden çekişmeli boşanma davası açmalıdırlar. İkinci şart ise, tarafların boşanmak için mahkemeye birlikte başvurmaları veyahut da, diğer eşin açılan boşanma davasını mahkeme huzurunda kabul etmesidir. Üçüncü ve son şart ise, tarafların boşanma iradelerini ve boşanmanın mali ve hukuki tüm sonuçları hakkında mutabık kaldıklarını, duruşma sırasında hakime bizzat beyan etmeleridir. Burada tarafların bizzat duruşmaya katılım sağlamaları gerektiğini, eğer taraflardan biri duruşmaya katılım sağlamaz ise bir başka güne duruşma tarihi verilebileceği gibi, davanın çekişmeli boşanma davasına da dönebileceğini belirtelim.
Nitekim yukarıda saydığımız tüm bu şartlar sağlandığı takdirde, hakim tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verecek ve yasal süre içerisinde taraflarca bu karara karşı itiraz edilmez ise, taraflar resmen boşanmış sayılacaklardır. Ayrıca bir çekişmeli boşanma davasında, tarafların anlaşarak anlaşmalı olarak boşanabilmelerinin mümkün olduğunu, tam tersi, bir anlaşmalı boşanma davasının yukarıda sayılan şartların yerine getirilmemesi halinde, çekişmeli boşanma davasına döneceğini de belirterek bu haftaki yazımızı noktalayalım.
Son olarak, herkesin Ramazan Bayramını kutlar, aileniz ve sevdiklerinizle birlikte huzur dolu ve mutlu nice bayramlar geçirmenizi dilerim