Ege Denizi'ndeki 28 Ocak itibarıyla yoğunlaşan sismik hareketliliğin akabinde bölgede 400'den fazla deprem meydana geldi. Yunanistan'ın Santorini Adası'nın yaklaşık 25 kilometre kuzeydoğusunda yoğunlaşan, derinlikleri 5 ile 25 kilometre arasında değişen depremler Türkiye'de hissedilmese de tedirginliğe yol açtı.
DEPREM FIRTINASIYLA İLGİLİ EGE SAHİLLERİ İÇİN TSUNAMİ TEHLİKESİ GÜNDEMİ
Bu bağlamda deprem fırtınasıyla ilgili Ege sahilleri için tsunami tehlikesi de gündemde yerini aldı. MSKÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Su Kaynakları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
"Son günlerde Ege'nin güneyinde, Akdeniz'in batısında ciddi sismik aktiviteler söz konusu. Bu aktiviteler Girit Adası'nın kuzeyinde Santorini Adası etrafında toplanmış durumda. Son 6 gün içerisinde, 5 şiddetinden küçük yüzlerce deprem oluşmuş durumda. Bu depremler ülkemizin kıyı kesiminde yaşayan vatandaşlarımızı, tsunamik etkilere yol açabileceği konusunda ciddi endişeye sürüklüyor"
BÖLGEDE TSUNAMİK ETKİLER MÜMKÜN MÜ?
Doç. Dr. Özçelik, "Tsunamik etkiler, tayfunlardan ve gelgitlerden kaynaklı deniz taşkınlarına nazaran denizin tabanından denizin yüzeyine kadar uzanan bir dalga etkisi üretmesi bakımıyla farklılık göstermektedir. Bu etkisi dolayısıyla depremin odağına, şiddetine ve büyüklüğüne bağlı bir durumda. Bu bölge, topoğrafyası oldukça değişken, kıyı şeridi boyunca onlarca ada ve adacık söz konusu. Kıyı kesimlerimizdeki ilçelerin bir kısmı da iç körfezde bulunmak suretiyle korunaklı durumda. Geçmiş kayıtları incelediğimizde düşük seviyeli su baskınlarının dışında ülkemiz sınırlarında ciddi anlamda tsunamik etkileri olmadığını görüyoruz." dedi.
Diğer taraftan lokal etkilere ve baskınlara da değinen Özçelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amerikan Denizcilik ve Atmosfer Dairesinin tüm dünya genelinde geçmiş kayıtları baz alarak yaptığı çalışmaları incelediğimiz zaman 6 şiddetinden daha küçük bir depremin 1,5 metre büyüklüğünden daha büyük bir tsunamik dalga üretemeyeceğini görebiliyoruz. Burada lokal etkiler ve topoğrafiye bağlı olarak 'Taşkın tırmanması' dediğimiz baskınları bunun dışında tutmamız gerekiyor."