Sigara bağımlılığını, nikotinin beyinde oluşturduğu kimyasal değişiklikler sonucu kişide gelişen fiziksel ve psikolojik bağımlılık olarak ifade eden Doktor Takvimi uzmanlarından Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, bu durumun, kişinin sigara içmeden kendini rahat hissedememesi ve bırakma girişimlerinde başarısız olmasıyla karakterize olduğunu belirtiyor.
Sigaranın sağlık üzerindeki etkilerinden bahseden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, şunları anlatıyor: “Sigara kullanımı, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), akciğer kanseri, kronik bronşit gibi hastalıkların önde gelen nedenidir. Sigara, damarların daralmasına ve tıkanmasına neden olarak kalp krizi ve inme riskini artırır; yüksek tansiyona sebep olabilir. Başta akciğer kanseri olmak üzere, ağız, gırtlak, pankreas ve mesane kanserlerine neden olur. Sigara içmek insülin direncini artırarak Tip 2 diyabet riskini yükseltir. Katarakt ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu gibi göz hastalıkları riski artar. Bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara yatkınlığı artırır. Ayrıca eklem iltihabına yol açarak romatoid artrit riskini yükseltir.”
ELEKTRONİK SİGARAYA GENÇLERİN YENİ TERCİHİ
Türkiye'de sigara içme oranının 2000'li yıllarda yüzde 30'un üzerindeyken, tütün kontrol programlarıyla 2012'de yüzde 27'ye düştüğünü belirten Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi'nin güncel verilerine göre, Avrupa ülkelerinde en fazla sigara içilen ülkenin yüzde 29 ile Bulgaristan, ikinci ülkenin ise yüzde 27,3 ile Türkiye olduğunu; özellikle genç nüfus arasında elektronik sigara kullanımının arttığını dile getiriyor. Küresel olarak sigara içme oranlarının ise yine tütün karşıtı politikalar nedeniyle düştüğünü, 2000'den bu yana dünya genelinde tütün kullanımının yüzde 33 oranında azaldığını söyleyen Öztutgan, düşük ve orta gelirli ülkelerde kullanımın hâlâ yüksek olduğunun ifade ediyor.
SİGARAYI BIRAKMAK İÇİN YENİ YÖNTEMLER DEVREDE
Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, sigarayı bırakmanın mümkün olduğunu vurgulayarak, etkili yöntemleri şöyle sıralıyor: “Farmakolojik tedavi kapsamında, nikotin replasman ürünleri olan nikotin sakızı ve bantları ile bağımlılığın üstesinden gelmede etkili olan ilaçlar kullanılabilir. Davranışsal terapi ise psikolojik destek, motivasyonel görüşmeler, grup terapileri ve sigara bırakma klinikleri aracılığıyla sürece katkı sağlar. Ayrıca destek hizmetleri de önemli bir rol oynar. ALO 171 Sigara Bırakma Hattı, bilgi ve rehberlik sunarken, mobil uygulamalar ve çevrim içi kaynaklar da sigarayı bırakma sürecinde destekleyici araçlar olarak kullanılabilir.”
KANSER RİSKİ KATLANIYOR
Sigaranın akciğer sağlığı üzerindeki kısa ve uzun vadeli zararlarını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, “Kısa vadeli zararlar; öksürük, nefes darlığı, bronşlarda tahriş ve iltihaplanma ile Akciğer fonksiyonlarının düşmesiyken (örneğin, FVC ve FEV1 değerlerinde azalma); uzun vadeli zararları arasında KOAH ve amfizem gibi kronik solunum hastalıkları, akciğer kanseri riski (sigara içenlerde 15-30 kat artış), solunum yollarında geri dönüşü olmayan yapısal hasarlar bulunur” diyor.
Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, sigarayı bırakmanın kişiler üzerindeki etkisini ise şöyle söylüyor: “Sigarayı bıraktıktan 20 dakika sonra kalp atış hızı ve kan basıncı normale döner; 24 saat sonra kalp krizi riski düşmeye başlar; 2 ila 12 hafta sonra akciğer kapasitesi ve kan dolaşımı iyileşir; 1 yıl sonra koroner kalp hastalığı riski yarıya iner; 10 yıl sonra akciğer kanseri riski önemli ölçüde azalır; 15 yıl sonra kalp krizi riski, sigara içmeyen biriyle eşit hale gelir.”
PASİF İÇİCİLİK SANILDIĞI KADAR MASUM DEĞİL!
Sigara içmeyen bireylerin sigara dumanına maruz kalması durumu olan pasif içiciliğin, ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, “Her yıl 40 binden fazla sigara içmeyen yetişkin ve 400 bebek pasif içicilik nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Yetişkinlerde pasif içicilik koroner kalp hastalığı riskini artırır; inme riskini yükseltir ve akciğer kanserine yol açabilir. Çocuklarda pasif içicilik ise solunum yolu enfeksiyonları (zatürre ve bronşit) riskini artırır; orta kulak enfeksiyonlarına neden olabilir; astım atağı sıklığını ve şiddetini artırır; Ani Bebek Ölümü Sendromu (SIDS) riskini yükseltir” diyor.
FARKINDALIK ÖNEMLİ
Pasif içicilikten korunmak için kapalı alanlarda sigara içiminin yasaklanmasının ve farkındalığın artırılmasının büyük önem taşıdığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, “Bu kapsamda çeşitli önlemler alınabilir. Eğitim kampanyaları ile okullarda ve medyada farkındalık çalışmaları yürütülebilir. Yasal düzenlemelerle kapalı alanlarda tütün kullanımı tamamen yasaklanabilir. Toplum destekli projeler, örneğin "Duman-Sız Evler" gibi girişimlerle farkındalık oluşturulabilir. Ayrıca, sağlık hizmetleri kapsamında pasif içiciliğin zararlarını azaltmaya yönelik sağlık taramaları düzenlenebilir” şeklinde konuşuyor.