Eğitim Psikolojisi Uzmanı Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak, AA muhabirine, tatillerin çocuklar için yoğun eğitim hayatından uzaklaşıp nefes aldıkları ve onlar için anlamlı etkinliklerin yapıldığı, dört gözle beklenen zamanlar olduğunu söyledi.
Bazı öğretmenlerin tatil döneminde öğrenmeden uzaklaşmamaları için çocukları ödeve boğduklarını, bunun tatil keyfine gölge düşürdüğünü belirten Arıcak, milli eğitimin temel hedeflerini bilen ve tamamen beceri gelişimine odaklanan öğretmenlerin ise çocukların matematik, Türkçe, fizik, kimya kadar spora, sanata ve sosyal faaliyetlere de ihtiyacı olduğunu bilip, öğrencilerini okul döneminde yeterince zaman ayıramadıkları bu tür etkinliklere yönelttiklerini kaydetti.
Arıcak, öğrencilere yarıyıl tatili için şu önerilerde bulundu:
"Tatilini verimli geçirmek isteyen öğrenciler, günlük 8 saat uyumak koşuluyla sevdikleri ve yeteneklerinin olduğu bir spor veya sanat etkinliğine zaman ayırabilir. Mümkünse okul zamanı okuyamadığı ders dışı kitapları okuyabilir. Arkadaşlarıyla, ailesiyle ve yakınlarıyla yüz yüze sosyal etkinliklere katılabilir. İmkanlar dahilinde yürüyüş, gezi ve müze ziyaretleri yapılabilir. Bu etkinliklerden arta kalan zamanda da eğer varsa okul ödevlerine zaman ayırabilirler. Bu tatilde doğal öğrenme ve sosyal etkileşim öncelikli görev, okul ödevleri ise zaman kalırsa yapılacak görevler olarak düşünülebilir."
AİLELER ÇOCUKLARIYLA ETKİNLİKLERE ZAMAN AYIRMALI
Tatillerin bazı aileler için tatil olmaktan ziyade yorucu bir dönem olabileceğini, işe gittiğinde dinlendiğini söyleyen pek çok anne-babanın bulunduğunu aktaran Arıcak, çocuklarının aşırı taleplerinden yorulup sırf onları sakin tutabilmek adına bilgisayar oyunlarına yönlendiren ebeveynlerin sayısının gün geçtikçe arttığına dikkati çekti.
Prof. Dr. Arıcak, bu konuda aileleri uyararak, "Ailelere önerim, iş koşulları ve imkanlar dahilinde çocuklarıyla ortak etkinliklere zaman ayırabilmeleridir. Bu bir müze gezisi olabileceği gibi akraba ve arkadaş ziyaretleri de olabilir. Akşamları ailece oynanacak kutu oyunları olabilir. Aileler çocuklarını mümkünse sevdikleri spor ve sanat etkinliklerini yapabilmeleri için desteklemelidir. Okuma alışkanlığını kazandırmak adına ders kitabı dışında çizgi roman dahi olsa kitap ve dergileri okumaya teşvik etmelidir. Ailelere, çocuklarına ödevlerini yapma konusunda baskı yapmamalarını öneririm." ifadelerini kullandı.
Kendisine, "Çocuğumun bilgisayar oyunları oynamasına ya da çizgi film seyretmesine ne kadar süreyle izin vermeliyim?" sorusunun çok fazla sorulduğunu aktaran Arıcak, şöyle devam etti:
"Bu sorunun cevabı çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine göre değişmekle birlikte genel kuralı şu şekilde özetlemek mümkündür. Eğer çocuğunuz günde en az 8 saat ihtiyacı olan uykuyu alıyorsa, yemekleri sizinle birlikte masa başında yiyorsa, yaşına göre ev işlerinde sorumluluk alıyorsa, spor ya da sanat alanlarından biriyle her gün zaman geçiriyorsa, bir kitabı ya da dergiyi severek okumaya çalışıyorsa, her gün olmasa da haftada en az 2-3 gün yüz yüze görüştüğü arkadaşları varsa, kalan zamanda bilgisayar oyunları oynayabilir, çizgi film seyredebilir.
Burada çocuğunuzun yaşı çok önemlidir. Okul öncesi dönemde bir çocuğunuz varsa mümkünse hiç bilgisayar oyunu oynatmamak en uygun olanıdır. Okul öncesi ve ilkokul dönemi çocuklarının özellikle arkadaşlarıyla ve fiziksel oyuncaklarla oynaması teşvik edilmelidir. Bilgisayar oyunlarının ise içerikleri kontrol edilmeli ve mümkünse çocuğa olası riskler anlatılmalıdır. Ev internetinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) ücretsiz sunduğu aile ya da çocuk güvenli internet paketi kullanılmalıdır."
Arıcak, akşamları yarım saat de olsa çocukla birlikte onun sevdiği ve istediği bir kitabı okumanın ve okunulan konu üzerinde konuşmanın hem verimli zaman geçirmeyi sağlayacağını hem de okuma alışkanlığının gelişmesine yardımcı olacağını belirtti.
"Kültürel gezilere katılmak, öğrencilerin farklı bakış açıları kazanmalarına olanak tanır"
Üsküdar Üniversitesi Eğitim Kurumları ve Rehberlik Hizmetleri Yöneticisi Uzman Psikolojik Danışman Özgür Akoğlan ise yarıyıl tatilinin hem dinlenmek hem de eksik konuları tamamlamak, ikinci döneme daha enerjik ve motive başlamak için önemli fırsat olduğunu anlattı.
Öğrencilerin, ders çalışma programlarını hazırlayarak her gün düzenli şekilde çalışmalarını sürdürmeleri, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkinliklere katılarak farklı deneyimler edinmeleri gerektiğini dile getiren Akoğlan, "Öğrencilerin tatilde dinlenme ve öğrenme dengesini sağlamak için günlük programlarında ders çalışma, fiziksel aktivite ve dinlenme arasında bir denge kurmaları gereklidir. Böylece tatili daha verimli geçirebilirler." dedi.
Açık havada yürüyüş yapma, sporla ilgilenme gibi aktivitelerin hem fiziksel hem de zihinsel sağlık için büyük önem taşıdığından ara tatilde muhakkak bu tarz etkinliklere yer verilmesi gerektiğini söyleyen Akoğlan, ayrıca, ikinci dönem için enerji biriktirmek adına kış sporlarından faydalanılabileceğini ve bu aktivitelerle tatilin hem eğlenceli hem de dinamik hale getirilebileceğini ifade etti.
Akoğlan, sosyal ve kültürel etkinliklerin öğrencilerin kişisel gelişimine önemli katkılar sağladığını belirterek, şöyle devam etti:
"Müzeler, tiyatrolar, sergiler ve kültürel gezilere katılmak, öğrencilerin farklı bakış açıları kazanmalarına olanak tanır. Bu etkinliklere hem öğrencilere yeni bilgiler edinme fırsatı sunacağı hem de aile içi bağları güçlendireceği için ailelerle katılmak önem arz etmektedir. Ayrıca, arkadaş gruplarıyla sosyal etkinliklere katılmak, öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirmelerine ve iletişim yeteneklerini artırmalarına yardımcı olacaktır. Tatil hediyesi olarak çocukların yaşlarına uygun kitaplar belirlenerek her gün en az yarım saat olacak şekilde ailenin tüm bireyleri bir arada uyumadan önce kitaplar okunmalı, küçük yaş gruplarıyla canlandırmalar yapılarak eğlenceli hale getirilmelidir."
GÜNLÜK EKRAN SÜRESİ YAŞ ÇARPI 10 DAKİKA OLMALI
Tatilde aile içi iletişimi güçlendirmek için her gün birlikte yapılabilecek aktivitelerin planlanabileceğini aktaran Akoğlan, "Akşam yemeklerini birlikte yemek, günlük sohbet saati düzenlemek veya ailece masa oyunu oynamak bu iletişimi artıracaktır. Aile üyelerinin birbirini dinlemesi ve destek olması, tatili daha anlamlı hale getirir. Parçalanmış aileler de çocukları için en azından yarıyılda birkaç gün ortak paydada buluşabilecekleri etkinlikler planlamalılardır. Aileler, çocuklarıyla birlikte yürüyüş yapabilir, film izleyebilir, evde eğlenceli oyunlar oynayabilir veya birlikte yemek yapma gibi etkinliklere katılabilirler." önerilerinde bulundu.
Tatilde ekran süresinin belirlenmesinin de önemine işaret eden Akoğlan, "Çocuklara günlük ekran süresi belirlenmelidir. Bu süre yaş çarpı 10 dakikadır. Bunun yerine fiziksel aktiviteler, kitap okuma, yaratıcı oyunlar gibi alternatifler sunulabilir. Ebeveynlerin de ekran kullanımında örnek olması bu konuda etkili olacaktır. Aktivitelerin ailece yapılması da ekran süresini kontrol etmede fayda sağlayacaktır." ifadelerini kullandı.
Akoğlan, tatil döneminde öğrencilerin uyku düzenlerini korumaları için her gün aynı saatlerde uyuyup uyanmaları gerektiğini sözlerine ekledi.