Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca düzenlenen Mavi Vatan-2025 Tatbikatı'nın seçkin gözlemci günü Marmaris'te başladı. Tatbikatta; modernizasyonu tamamlanan TCG Oruçreis fırkateyni ile 90 gemi, 50 hava aracı ve 20 bin personel katıldı. Tatbikata katılan fırkateynler, sabah saatlerinden itibaren Marmaris'teki Aksaz Deniz Üssü'nden ayrıldı. Öte yandan Barbaros Sınıfı Fırkateyn Yarı Ömür Modernizasyon Projesi kapsamında modernizasyonu tamamlanan ilk gemi olan TCG Oruçreis de tatbikatta yer aldı.
TAKTİK PENÇE HAREKATI
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Kuvvet Komutanlarının bulunduğu TCG Salihreis fırkateyni, liman çıkışında bekleyen TGC Oruçreis fırkateynince 19 pare top atışı ile selamlandı. Ardından SAS timleri "Taktik Pençe Harekatı" çerçevesinde, helikopterle bölgeye intikal etti. Suya atlayan tim, tespit edilen mayını monte edilen patlayıcıyla imha etti.
Tatbikat senaryosu gereği helikopterlerle adaya çıkarma yapılmadan önce top atışı gerçekleştirildi. Botlarla sahile taarruz edilmesinin ardından SAT timleri Marmaris Yılancık Adası'na bayrak dikti. Denizdeki SAT timleri "üzüm salkımı" yöntemiyle helikopterle sudan alınırken helikopterden halatlarla TCG Göksu fırkateynine inen SAT timleri, senaryo gereği geminin güvenliğini sağladı.
Tatbikat kapsamında, denizde malzeme transferi için Ada sınıfı korvet TCG Burgaz ve TCG Büyükada sancak gemileri, TCG Salihreis ile malzeme geçişi yaptı.
MİLLİ SAVUNMA BAKANI YAŞAR GÜLER, KADIN ASTSUBAYLARI TEBRİK ETTİ
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 2023 yılı dış kaynaktan astsubay temini kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ilk defa katılan bilgi teknolojileri, ikmal ve idari sınıfından kadın astsubayları tebrik ederek başarılarının devamını diledi.
ÜÇ DENİZDE 20 BİN PERSONEL İLE MAVİ VATAN-2025 TATBİKATI
7-16 Ocak tarihlerinde düzenlenen "Mavi Vatan-2025" tatbikatına, 90 gemi, 50 hava vasıtası ve 20 bin personel katılıyor.
Milli Savunma Bakanı Güler: "Akdeniz ve Ege Denizi'ni istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz"
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Mavi Vatan-2025 Tatbikatı'nı takip ettiği TCG Salihreis'de açıklamalarda bulundu.
Mavi Vatan-2025 Tatbikatı'nda kuvvetler arasındaki yüksek uyum ve performansa, personelin üstün eğitim seviyesine, yerli ve milli savunma sanayisinin ürettiği silah ve sistemlerin etkinliğine şahit olmaktan gurur duyduklarını ifade eden Güler, tatbikat süresince, deniz canlılarının korunması ve deniz kirliliğinin önlenmesi için gerekli tedbirlerin titizlikle uygulandığının altını çizdi.
Ayrıca istikrarsızlığın ve belirsizliğin hat safhaya çıktığı bir güvenlik ortamından geçildiğine dikkati çeken Bakan Güler, şunları aktardı:
"Mevcut güvenlik ortamı ve yakın coğrafyamızda meydana gelen gelişmeler, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin her an harekata hazır, etkin ve caydırıcı bir güç olmasını ve bu gücünü artırarak devam ettirmesini zorunlu kılmaktadır. Bu doğrultuda, personelimizi muharebe şartlarına en uygun şekilde hazırlamak, ordumuzun caydırıcılığını daha da yükseltmek için tatbikatlarımıza büyük önem vermekteyiz. Bu tatbikatlar sayesinde personelimiz, teorik bilgilerini sahada uygulama imkanı bulmakta, silah sistemlerini kullanma pratikleri ve yeteneklerini geliştirmekte, yakın koordinasyon ve uyum içerisinde hareket edebilme kabiliyetlerini artırmaktadır."
TATBİKATLARIN ÖNEMİ
Diğer taraftan eğitimli bir ordunun savaşın yarısını kazanmış demek olduğuna vurgu yapan Bakan Güler, "Bilgi ve becerilerin sürekli tazelenmesi, yenilenmesi ve geliştirilmesi başarının temel unsurudur. Bu yönüyle iştirak ettiğiniz her tatbikat, yeni bir deneyim, yeni bir başarı hikayesine giden yolun ilk adımıdır." diye konuştu.
BU YILIN İLK TATBİKATI
Mavi Vatan Tatbikatı'nın, bu yılın ilk tatbikatı olduğunu belirten Güler, tatbikatın Karadeniz, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz'de gerçekleştirildiğine değindi.
Türkiye'nin, çatışma ve ihtilafların çevrelediği bir bölgenin tam kalbinde yer aldığını, gerginliklerin engellenmesi, kriz ve sorunların çözülmesi için uluslararası hukukun ve barışın esas aldığının her fırsatta ifade edildiğini dile getiren Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Komşumuz Yunanistan ile aramızdaki ilişkilerin geliştirilmesine de bu esaslar dahilinde yaklaşıyor, sorunların çözümü için önemli adımlar atıyoruz. Çözüm odaklı bir yaklaşım ile dürüst ve yapıcı bir ilişkinin kalıcı hale gelmesinin iki ülkenin de yararına olacağına inanıyoruz. Ancak kimi kesimlerce uluslararası hukuk kavramı çarpıtılmakta, siyasi söylemlerle üretilen kimi politikalar, hukuki gerçekler olarak sunulmaya çalışılmaktadır. Nitekim Türkiye'nin Mavi Vatan'ındaki hak ve menfaatlerini koruma kararlılığını tarihsel bir yayılmacılık ve saldırganlık olarak gösterme girişimleri, uluslararası hukukun Türkiye'ye sağladığı hakları yok saymaya yönelik beyhude bir çabadır. Sadece mevcut gerçeklerin çarpıtılmasından ibarettir."
YUNANİSTAN İLE İLİŞKİLER
Mavi Vatan kavramının, Türkiye'nin denizlerdeki hak ve menfaatlerini savunma iradesinin ve uluslararası hukuk çerçevesindeki kararlılığının bir yansıması olduğuna dikkati çeken Güler, şunları aktardı:
"Başta komşumuz olmak üzere herkes emin olmalıdır ki bizler, Akdeniz ve Ege Denizi'ni istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyor, bunun ülkelerimize ve halklarımıza büyük yarar sağlayacağına inanıyoruz. Ancak barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken, milli hak ve menfaatlerimizden de asla taviz vermeyeceğimizi, özellikle vurguluyoruz. Kıbrıs konusunda ise, uluslararası kamuoyunda da açıkça dile getirilmeye başlandığı gibi tek ve kesin çözümün adada iki ayrı devlet, iki ayrı halk olduğu gerçeğiyle hareket edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Muhataplarımızı, tarihi ve mevcut gerçeklere uygun olmayan, 50 yıl öncesinden kalma ve miadı dolmuş söylemleri bir kenara bırakıp konuya makul ve mantıklı bir şekilde yaklaşmaya davet ediyoruz."
"KIBRIS BİZİM MİLLİ MESELEMİZDİR"
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, Orta Doğu'daki kriz ortamından istifade etmeye çalıştığını, söyleyen Bakan Güler, Rum Yönetimi'nin insani yardım adı altında gerçekleştirdiği istikrara zarar veren faaliyetlerini, ayrıca adadaki güç dengesini bozmaya yönelik silahlanma gayretlerini takip etiklerini ve bunlara karşı gerekli tedbirleri almayı sürdürdüklerini kaydetti.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin olumsuz tutumlarında, kendilerine cesaret veren bazı müttefiklerin yaklaşımlarının da farkında olduklarını dile getiren Güler, "Bu durum, ittifak ruhuyla asla bağdaşmamaktadır. Her zaman kararlılıkla ifade ettiğimiz gibi Kıbrıs bizim milli meselemizdir. Bu doğrultuda Kıbrıs Türkü'nün meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye, garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda adanın huzuru, güvenliği ve refahı için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz." diye belirtti.
Türkiye'nin, yaşadığı tüm badirelerden her zaman güçlenerek çıktığını, Cumhuriyetin ikinci asrına, "Türkiye Yüzyılı" hedefleriyle büyük ve emin adımlarla başladıklarını vurgulayan Güler, şöyle devam etti:
"Bakanlığımız ülkemizi geleceğe güvenle taşımak ve Cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılmak için son bir asrın en kapsamlı ve en yoğun faaliyetlerini icra etmektedir. Bu süreçte Deniz Kuvvetlerimiz de Mavi Vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizi azim ve kararlılıkla korumakta, Atlantik'ten Hint Okyanusu'na kadar al bayrağımızı şerefle dalgalandırmakta, üstlendiği uluslararası görevlerle bölge ve dünya barışına önemli katkılar sağlamakta, insani yardım faaliyetlerinde de aktif bir rol üstlenmektedir."
"TÜRKİYE, KÜRESEL BİR AKTÖR HALİNE DÖNÜŞTÜ"
Deniz Kuvvetlerinin üstlendiği kritik görevler ile ülkenin ulusal çıkarlarını korumada ve bölgesel barışa katkı sağlanmada kilit bir unsur olduğuna dikkati çeken Güler, şunları aktardı:
"Tüm faaliyetlerimizi, nitelikli insan kaynağı ile geniş imkan ve kabiliyetlere sahip donanmamız sayesinde başarıyla icra etmekteyiz. Gerginliklerin savaşa dönüştüğü Karadeniz'de güvenliğin sağlanması ve sürdürülmesinde, Akdeniz'den komşumuz olan Libya'da istikrarın tesisi ve krizin çözümünde, Basra Körfezi ve Katar ile Aden Körfezi ve Somali'deki barış ve güvenliğe sağladığı katkılarda, keza Hint Okyanusu'nda deniz haydutluğu ile mücadelede etkin bir deniz kuvvetlerine sahip olmanın ne kadar önemli olduğu bir kez daha görülmüştür. Güçlü ordusuyla böylesine geniş bir coğrafyada hayati roller üstlenen Türkiye, küresel bir aktör haline dönüştüğünü, müzakere masalarının mimarı ve vazgeçilmez bir üyesi haline geldiğini en açık şekilde ortaya koymaktadır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın direktifleriyle Deniz Kuvvetlerinde çok sayıda projeyi hayata geçirdiklerini söyleyen Güler, yeni projelerin de tüm hızıyla ilerlediğini kaydetti.
Güler, geçten hafta yapılan törenlerle ilk milli uçak gemisinin yanı sıra ilk milli denizaltısının ve hava savunma harbi muhribinin inşa faaliyetlerinin başladığını hatırlatarak, "Halihazırda tersanelerimizde aynı anda 31 geminin inşası devam etmektedir. Sonuç olarak imkan ve kabiliyetleri her geçen gün artan Deniz Kuvvetlerimiz, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üstlendiği tüm vazifeleri başarıyla yerine getirecektir." diye konuştu.