Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Maden Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklikle ilgili yazılı basın açıklaması yayımlayan Çağlayan, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Maden Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklik, Türkiye’nin zeytinlik arazileri için “ölüm fermanı” anlamına geliyor” dedi.
“ANAYASA VE YASALAR AYAKLAR ALTINA ALINIYOR”
‘Yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması’ durumunda Bakanlıkça zeytinlik arazilerinde madenciliğe izin verileceğini söyleyen Çağlayan, “Bu izin sürecinde, maden şirketinin ‘faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi’ tek başına yeterli olacak. Bakanlık bu yönetmelikle hem Anayasayı hem de yasaları ayaklar altına alıyor. Anayasa’nın 44, 45 ve 166. maddeleri tarımın, üreticinin ve tarımsal üretim alanlarının korunmasını anayasal güvence altına almakta ve devlete bu koruma için sorumluluk yüklemektedir. Buna paralel olarak farklı tarihlerde çıkartılan çok sayıda yasa ile tarım alanları ve özellikle de zeytinlikler özel koruma altına alınmıştır. 1939 tarihli ‘Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun’ ile zeytinliklerin korunması ve geliştirilmesi düzenlenirken, 2005 tarihli 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” ile de toprağın korunması, geliştirilmesi, tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımı düzenlenmektedir” şeklinde konuştu.
“BU YÖNETMELİK KİMİN İÇİN ÇIKARILDI?”
“1 Mart 2022 tarihli yönetmelik değişikliği açık biçimde anayasa ve yasa maddelerine aykırıdır” diyen Çağlayan, “Peki bu yönetmelik kimin için çıkarıldı? Yönetmelik değişikliği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın İÇTAŞ Enerji ve LİMAK Enerji’nin ortak sahibi olduğu Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’nin kullandığı linyit madeni sahasını genişletmek amacıyla yapılıyor. Muğla’da üç termik santral bulunuyor. Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri kömürle çalışıyor. Buraların çevreye verdiği tahribat çok ağır. Ormanlar ve zeytin bahçeleri yok ediliyor, zehirleniyor. AK Parti 2003 yılında da zeytincilik yasasında değişiklik yaptı. Zeytinlikleri imara, madenciliğe ve sanayi tesislerine açmak için 9 kez de yönetmelik değişikliği yapılmaya çalışıldı. Ancak bütün bunlar her seferinde yargıdan veya TBMM’den geri döndü. 1939 tarihli yasayla ‘Zeytinliğe 3 kilometre yakın sahaya zeytin tesisi hariç hiçbir tesis kuramazsın deniyor. Yasayı yönetmelikle değiştirmek mümkün değildir. Bu durum açıkça hukuka aykırı dolayısıyla mutlaka yargıdan geri dönecektir. Ancak asıl tehlikeli olan. yargı süreci devam ederken olabilecekler. Gözü dönmüş biçimde doğaya, bu toprakların kadim zeytin ağaçlarına el uzatanlara mutlaka engel olacağız. Zeytin ağaçları için gözardı edilen diğer büyük tehlike ise imar. Kıyı şeridinde, şimdilerde yer kalmadığı için daha da içerilerde vahşi bir emlak piyasası oluşmuş durumda. Herkes zeytinliklerin parsellenmesini bekliyor. Ege sahillerinde ‘yazlık’ adı altında kış aylarında; hayalet kasaba, köy, siteye dönüşen zeytin ağaçları kesilerek yapılan ya da yapılmakta olan binlerce inşaat bulunuyor. Bu talanı bir an önce durdurmak gerekiyor.” dedi.
Kaynak: Bultenler