Muğla İl Sağlık Müdürlüğü tarafından son zamanlarda grip vakalarındaki artışa yönelik açıklama yapıldı. Açıklamada, mevsimsel gribin her yıl tüm dünyada ciddi sayıda klinik hastalığa sebebiyet veren, özellikle risk gruplarında ağır seyredebilen bir hastalık olduğu belirtildi. Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) dünyada her yıl 290 bin ile 650 bin arasında influenza ilişkili ölüm görüldüğü raporuna yer verilen açıklamada, hastalığın özellikle gebelerde, 5 yaş altı çocuklarda, 65 yaş ve üzeri kişilerde kalp, akciğer, böbrek, karaciğer, metabolik veya hematolojik kronik hastalığı olanlarda daha ağır seyrettiği aktarılarak, "Muğla'da grip ve benzeri hastalıkların takibi günlük yapılmaktadır. Şu ana kadar olağanüstü bir durum tespit edilmemiştir" diye ifade edildi.
İl Sağlık Müdürü Dr. İskender Gençer tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Mevsimsel grip hastalığı her yıl tüm dünyada ciddi sayıda klinik hastalığa yol açmakta, özellikle risk grupları başta olmak üzere hastane yatışlarına ve hatta ölümlere neden olmaktadır. Grip kuzey yarım kürede yer alan her ülkede Ekim ayından başlayarak Mart sonu Nisan başına kadar olan dönemde toplumda önemli sayıda kişiyi etkileyen bir hastalıktır.
Domuz gribi; İnfluenza A (H1N1) virüsünün neden olduğu sıklıkla kış aylarında görülen bir grip türüdür. Klinik belirtileri mevsimsel gripten farklı değildir ve mevsimsel grip vakalarından daha ağır seyretmemektedir. Mevsimsel influenzadan daha hızlı yayılmaktadır. H1N1 den ölüm oranı mevsimsel İnluenzaya bağlı grip ölüm oranlarından daha düşüktür. İnfluenza virüsleri hasta kişiden diğer kişilere kolaylıkla bulaşabilmekte, insanların kapalı alanlarda daha çok vakit geçirdikleri kış aylarında hastalık en yoğun dönemine ulaşmaktadır. Hastalıktan korunmak için grip sezonunda mümkün olduğunca kalabalık ve kapalı ortamlardan uzak durulmalı, hasta kişiler ile temas etmemeye, sarılmamaya ve tokalaşmamaya çalışılmalı, eller sık sık yıkanmalı ve kişisel hijyen kurallarına dikkat edilmelidir.
Grip tedavisi olan bir hastalıktır, ancak yapılan çalışmalar ile tedavinin olabildiğince erken dönemde başlanmasının önemi vurgulanmaktadır. Hastalık belirtileri başladıktan sonraki ilk 48 saat içerisinde başlanan tedavinin daha etkili olduğu bilinmelidir. İnfluenza tedavisi ile belirti ve bulguların şiddeti azalmakta, hastalık süresi 1-2 gün kısalabilmektedir. Daha da önemlisi influenza tedavisi ile pnömoni ve diğer komplikasyonlar önlenebilmekte, hastane yatışları azaltılabilmekte ve ölüm önlenebilmektedir. DSÖ özellikle komplikasyon gelişme riskinin yüksek olduğu gruplarda vakit kaybedilmeden, erken dönemde antiviral tedavinin başlanmasının daha etkili olduğunu vurgulamaktadır."
Grip Bilim Kurulu, son olarak 8 Ocak tarihinde toplanarak raporunu hazırlamıştır. Buna göre, bu yıl ülkemizde dolaşımda olan grip virüslerinin yarısı influenza A (H1N1) tipindedir. Vaka sayıları ve artış hızı geçen yıllarla benzer oranda seyretmekte olup virüs tipleri ve pozitiflik oranlarında olağanüstü bir durum söz konusu değildir. Öte yandan, 2009'da küresel bir salgın yapmış olan influenza A (H1N1) virüsü artık “domuz gribi” olarak tanımlanmamaktadır ve “insanlarda normalde görülebilen mevsimsel grip ajanları arasında” yer almaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) dünyada her yıl 290 bin ila 650 bin arasında influenza ilişkili ölüm görüldüğünü rapor etmektedir. Hastalık özellikle gebelerde, 5 yaş altı çocuklarda, 65 yaş ve üzeri kişilerde, kronik hastalığı (kalp, akciğer, böbrek, karaciğer, metabolik veya hematolojik) olanlarda ve immün yetmezliği olanlarda ağır seyretmektedir. İlimizde de sentinal sürveyans başta olmak üzere grip ve benzeri hastalıkların takibi günlük yapılmaktadır. 2019 - 2020 influenza sezonunda şu ana kadar vaka artışı ve olağanüstü bir durum tespit edilmemiştir. Özellikle toplu yaşanan yerlerde panik oluşturacak durumdan ziyade enfeksiyondan korunma ve kontrol yöntemlerinin uygulanması doğru olacaktır" denildi.