Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, suni solunum cihazlarının yanı sıra, böbrek yetmezliği için gerekli diyaliz makinelerine de ihtiyacı artırdı. ABD'de yoğum bakım ünitelerinde korona tedavisi gören hastalarda böbrek yetmezliği başladı.
ABD'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, suni solunum cihazlarının yanı sıra, böbrek yetmezliği için gerekli diyaliz makinelerine de ihtiyacı artırdı. New York Times gazetesinin haberine göre, yoğum bakım ünitelerinde koronavirüs tedavisi gören hastalarda böbrek yetmezliğinde de beklenmedik bir artış kaydedildi.
KORONAVİRÜS TEDAVİSİ GÖRENLERİN ÇOĞU BÖBREK HASTASI OLDU
Doktorların koronavirüs hastalarının çoğunda böbrek yetmezliğiyle karşı karşıya kaldığı uyarısında bulunduğu belirtilen haberde, diyaliz makinelerine de ihtiyacın arttığı ifade edildi. Doktorların koronavirüsün bazı hastalarda böbrek yetmezliğine neden olduğuna işaret ettiği belirtilen haberde, sınırlı sayıdaki diyaliz makinelerinin hangi hasta için kullanılması konusunda ''ölüm kalım hesabı'' yapmak zorunda kaldıklarına dikkat çekildi.
HASTALARIN YÜZDE 20 İLA 40'INDA BÖBREK YETMEZLİĞİ BAŞLADI
Virüsün böbrekleri hedef alıp almadığına dair henüz net bir bilginin bulunmadığı ifade edilen haberde, koronavirüsün neden olduğu böbrek hasarının kalıcı olup olmadığının da bilinmediği kaydedildi. Haberde görüşüne yer verilen Yale Üniversitesi Nefroloji Uzmanı Doktor Alan Kliger, nefroloji uzmanlarının yoğun bakım ünitelerindeki koronavirüs hastalarının yüzde 20 ila 40'ında böbrek yetmezliğine rastlandığı tahmininde bulunduklarını ifade etti. Kliger, hastanelerdeki diyaliz makinesi kaynaklarının hızla tükendiğini belitti.
"BÖBREK YETMEZLİĞİ ŞİMDİYE KADAR KİMSENİN DİKKATİNİ ÇEKMEDİ"
New York Üniversitesi Langone Tıp Merkezi'nde görevli Doktor David Charytan da, ''Herkes bunun bir solunum yolu hastalığı olduğunu düşündü. Böbrek yetmezliği kimsenin dikkatini çekmedi'' değerlendirmesinde bulundu. Haberde, organ hasarının böbrek hücrelerini enfekte eden virüs nedeniyle oluştuğunun ya da Kovid-19 hastalığının ikincil bir etkisinin görüldüğünün ve virüs bulaşan kişilerde kan pıhtısı oluşma eğiliminin arttığının henüz bilinmediğine işaret edildi.
