Konya'da yaşayan 2 çocuk annesi Halime Yasak, uzun süredir işsiz olan 17 yıllık eşi Şenol Yasak'tan gördüğü şiddet nedeniyle 6 ay önce oğlunu da yanına alarak, Muğla'daki akrabasının yanına gitti. Bodrum'da boşanma davası açan kadın, bir süre sonra adresini bulan eşi tarafından barışma isteğini reddettiği için tüfekle rehin alındı.
AİLESİNİ DE TEHDİT ETTİ
İhbar üzerine jandarma ekiplerince kurtarılan Halime Yasak, tutuklandıktan 1 ay sonra serbest bırakılan eşi tarafından ailesiyle birlikte yeniden tehdide uğradı. Şenol Yasak, 12 Ocak günü akşam saatlerinde kayınpederi Bekir Dağdeviren'in, evine gitti. İddiaya göre evin önünde kayınbiraderleri Miraç ve Enes Dağdeviren ile mobilya ustası bacanağı Mustafa Arslan ile tartışıp, tehdit etti. Şikayet üzerine gözaltına alınan Yasak, ifadesinin ardından gece yarısı serbest bırakıldı.
ÖNCE BACANAĞINI SONRA KAYINPEDERİNİ ÖLDÜRDÜ
Şikayetlere rağmen tutuklanmayan Şenol Yasak, 13 Ocak günü saat 16.30 sıralarında montunun içine sakladığı pompalı tüfekle bacanağı Mustafa Arslan'ı iş yerinde öldürdü. Ardından kayınpederi Bekir Dağdeviren'in iş yerine gitti. Yasak, iş yeri önünde karşılaştığı kayınpederi Dağdeviren'e pompalı tüfekle ateş açıp, karnından yaraladı. Kayınpederi Enes Dağdeviren'in ve çevredekilerin müdahalesiyle etkisiz hale getirilen Yasak, polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Yaralı adam ise kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
BİR AN ÖNCE EŞİNDEN BOŞANMAK İSTİYOR
Bir an önce eşinden boşanmak istediğini ve eşinin soyadını taşımak istemediğini söyleyen Halime Yasak, "Evi terk edip gittiğim Muğla'nın Bodrum ilçesinde beni bulup, tüfekle rehin aldı. Onun elinden jandarma kurtardı. Her gün çocuklarımın önünde şiddet görüyordum. Çocuklarımı, beni siyanür içirip öldürmekle tehdit ediyordu. Sonrasında 'şaka yaptım' diyordu. Babam beni korumak için canından oldu" diye konuştu.
KATİL EŞ SİYANÜRLE TEHDİT EDİYOR
Her gün alkol aldığı eşinin kendisine çocuklarının gözü önünde şiddet uyguladığını dile getiren Yasak, "Çocuklarımı, beni siyanür içirip öldürmekle tehdit ediyordu. Sonrasında 'şaka yaptım' diyordu. Beni öldürmesini bekliyordum; ama babamdan, kardeşimden korkar diye, düşünüyordum. Babam zaten beni korumak için canından oldu. Daha sıkı tedbirlerle önlem alınmalı ki, benim gibi nice kadınlar ve aileleri var. Onların da canı yanmasın. Bizim toplum baskımız çok fazla. Biz kadınlar çok eziliyoruz ve polislere şikayette bulunulduğu zaman lütfen, bizi tiye almasınlar. Göz göre göre şikayet ettiğimiz halde, bu adam emeline ulaştı. Böyle canilerin emeline ulaşmasına izin verilmesin. Bu esneklikler kapatılsın. Başka canlar yanmasın." ifadesinde bulundu.
'KATLİAM AYLAR ÖNCESİNDEN BELLİYDİ'
Bu katliamın yaşanacağının aylar öncesinden belli olduğunu kaydeden Bekir Dağdeviren'in oğlu Mecit Dağdeviren ise, şikayette bulunmalarına rağmen önlem alınmadığını öne sürerek, "Biz bu katliamı yapmaması için çok uğraştık. Defalarca ailemle birlikte şikayette bulunduk. Ben devletimden şunu istiyorum; davaya müdahil olsun. Bize sahip çıksın. Bu caninin içeriden çıkmaması için hakim ve savcılarımızdan rica ediyorum Ellerinden geleni yapsınlar. Allah kardeşimi bize bağışladı. Kardeşim ilk hedefti, babama ateş ettikten sonra kardeşimi de öldürmek istiyordu" dedi.
"EN AĞIR ŞEKİLDE CEZA ALMASINI İSTİYORUM"
Saldırıda eşi ve babası öldürülen Melek Arslan ise şunları ifade etti: "Eşim ve babam ölmeden bir gün önce şikayetçi olduk. Eşime 'bacanak benim hayatım zaten bitti, benimle beraber herkesi götüreceğim' demiş. Polise şikayetimize rağmen yetersiz kaldı. Benim çocuklarım ve ben yetim kaldık. Olay olmadan bir gün önce onun ailesine ve polise bu adamı tedavi ettirmeleri için baskı yaptık. En ağır cezaları almasını istiyorum. Hiçbir indirim almadan kıydığı canlar için en ağır şekilde ceza almasını istiyorum. Daha yaptırımlı bir ceza olsaydı bugün o canları alamayacaktı. Eşim ve babam hayatta olacaktı."
Kaynak: DHA