Toplumumuzda ve halk arasında “yüz kızartıcı suçlar” denince daha çok; genel ahlaka, örf ve adetlere karşı ciddi şekilde aykırılık teşkil eden, bu suçları işleyen kişilerin toplum nezdinde ayıplanacağı suçlar kastedilmektedir. Ancak Türk Ceza Kanunu’nda “yüz kızartıcı suç” kavramının belli bir tanımı bulunmamakta olup, daha çok memuriyete girişe engel teşkil eden suçlar bu kapsamda kabul edilmektedir. Yazımızda bu suçların neler olduğu hususunda bilgi vereceğiz.
Yukarıda da değindiğim gibi Türk Ceza Kanunu’nda yüz kızartıcı suç diye tabir edilen bir kavram bulunmamaktadır. Yani, yüz kızartıcı suç olarak tabir edilen bir suçun işlenmiş olması Ceza Kanunu açısından bir önem arz etmemekte, kişinin daha fazla ceza alması gibi bir sonuç doğurmamaktadır. Ne var ki Anayasa’nın, Milletvekili seçilme yeterliliğini düzenleyen 76.maddesinde; zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlardan mahkum olan kimselerin milletvekili seçilemeyecekleri hüküm altına alınmıştır. Yine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda da; devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikập, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarını işlediği sabit olan kişilerin devlet memuru olamayacağı belirtilmiştir.
Görüleceği üzere esasında yüz kızartıcı suçlar, failin daha fazla ceza almasına neden olan suçlardan ziyade, işlendiği takdirde memuriyete engel teşkil eden ve iş yerinde işlenmesi halinde iş akdinin tazminatsız olarak sona ermesine neden olabilecek olan suçlardır. Örneğin genel kanının aksine cinsel suçlar hiçbir kanunda yüz kızartıcı bir suç olarak sayılmamıştır.
Son olarak yüz kızartıcı bir suçun infaz edilmesinden sonra, bu suçun adli sicil kaydından ne zaman çıkarılabileceğine de değinelim. Kişinin cezasını tamamlamasıyla birlikte suç adli sicil kaydından silinecek ancak arşiv kaydında gözükmeye devam edecektir. 5352 Sayılı Adli Sicil Kanunu 12. maddesine göre, bir suçun arşiv kaydından silinebilmesi için, cezayı veren mahkemeden yasaklanmış hakların iadesi kararı alınması koşuluyla, kaydın arşive alındığı tarihten itibaren 15 yıl geçmesi gerekecektir. Diğer suçlarda bu süre 5 yıl ile sınırlı tutulmuş olup, yüz kızartıcı suçlar bakımından daha uzun bir süre ve yasaklanmış hakların iadesi kararı alınması şartı öngörülmüştür.
Herkese huzurlu ve sağlıklı günler dilerim.
