Safiye Soyman'ın 42 yaşındaki MS hastası oğlu Harun Akaröz, gece saatlerinde fenalaşarak hastaneye kaldırıldı ve solunum yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.

Acı haberi duyan Safiye Soyman, "Ben bu acıya nasıl dayanacağım? Allahım, canım yavrum gitti. Uykusunda öldü. Oğlumun cenazesini almaya gidiyorum. Yavrumu Bodrum’da son yolculuğuna uğurlayacağım." sözleriyle üzüntüsünü dile getirdi.

Harun Akaröz, rahatsızlığına iyi geldiği için son 3 yıldır Burdur'un Yeşilbaşköy köyünde yaşıyordu.

15 YAŞINDAKİ EVLİLİKTEN DOĞMUŞTU

Safiye Soyman, henüz 13 yaşında, görücü usulü tanışıp 15 gün nişanlı kaldığı Ziya Akaröz ile evlenmişti. 1985'te Akaröz'den boşanan şarkıcının, Ümran adında bir kızı (1975) ve Harun (1977) adında bir oğlu bulunuyor.

Geçtiğimiz yıl nisan ayında katıldığı bir televizyon programında konuk olan sanatçı, 24 yıldır MS'le mücadele eden oğlu Harun hakkında açıklama yapmıştı.

Harun Akaröz

Safiye Soyman, “Oğlum Burdur’da, oranın havası iyi geldi. Yardımcım Bekir oğlumu Burdur’a götürdü. Orada Harun’uma bir hareket geldi. ‘Oğlum rahat etsin’ diye hemen bir ev yaptırdım. Yazın Bodrum sıcak oluyor, Burdur’un havası daha iyi geldi. 24 yıldır sadece işim ve oğlum var. Hep bir aradayız, iş olduğu zamanlarda günde 30 kez arıyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Hastalık seyrinin oğlunun ayağında karıncalanmayla baş gösterdiğini ifade eden Soyman, oğlunun MS sürecini şöyle anlatmıştı:

"O dönemde oğlum bana 'Anne ayağımda karıncalanma var' dedi, daha sonra ayakları birbirine dolanmaya başladı. Doktora gitti ancak 'Bir şey yok' demişler. Daha sonra gözünden anladım ve 'Oğlum bir göz doktoruna git' dedim. Orada da bir şey bulamadılar. 'MR çektirelim' dedim hastalık MR'dan sonra tespit edildi.

Doktorların oğluna MS teşhisi koyduğunu ve daha sonra bu hastalığı araştırdığını anlatan Soyman, şöyle sürdürmüştü; "Doktorlara 'Bu ölümcül bir hastalık mıdır?' diye sordum. 'Kanser, tümör değil' dediler. Ben de 'Şükürler olsun' dedim. Ne olduğunu bilmiyordum. O zamanlar bir gazinoda çalışıyordum. Bu hastalığı biz üzerimize bir gömlek gibi giydik ve taşıyoruz. Oğlum yine de nefes alıyor, ona şükrediyorum."