Son yıllarda turizm sektöründe faaliyet göstermekle birlikte Özalp ailesinin ticari geçmişinde tarımdan eğitime farklı sektörler de yer alıyor. Ama Tarık Özalp’ın anlattıklarından çıkardığımız sonuç şu ki; turizm alanı onlar için öncelikli alan. Aslında turizme geçiş yapmalarının ilginç de bir öyküsü var Özalp ailesinin. Ailede anne, baba, kardeş ve eşini de işin içine katarsak çoğunluğu öğretmen kökenli birer eğitimci onlar. Hikayenin geri kalanını Tarık Özalp şöyle anlatıyor. “Annem ve babam öğretmen. Ancak babam  yaz aylarında okullar kapandığı zamanlarda taksisi ve teknesiyle bir anlamda turizm işiyle uğraşıyordu.  Günün birinde babam tekne turlarından birine annemin öğretmen arkadaşlarını da davet ediyor. Annem ve ben de varız o turda. Bizim o ilk ve son tekne turumuz oldu.  Teknede olanlardan bir misafirimizi o tura ve tekneye hayran oluyor ve babamla sıkı pazarlıklar yaparak tekneyi satın alıyor. O günkü koşullarda hatırı sayılır bir rakama teknenin satılmasından sonra babamın girişimci ruhu ile turizmin içinde kalıyoruz. Bu defa otel işine giriyoruz. Arsa bulundu inşaat bitti ve artık otel işletmecisi olarak faaliyete başladık.”

ORTACA HEP İŞİN ODAĞINDA

20 odalı bir otelle başlayan turizm serüveni zamanla işlerin büyümesiyle bir otel daha ve ardından apart işletmeciliğiyle bölgede sektörün önde gelen işletmecileri arasında yer almalarını sağlıyor Özalp ailesinin. Bu süreçte Tarık Özalp eğitimini tamamlayıp doğduğu topraklara “öğretmen” olarak  geri dönünce bu defa “eğitim” alanını da iş kapsamına giriyor ve bu defa turizmin yanında özel okul ve dersane de ekleniyor. Bir süre sonra eğitim faaliyetlerini yavaş yavaş sonlandıran Tarık Özalp, daha sonra sadece turizmde kalmayı tercih ediyor. Ticari hayatı boyunca hep Ortaca’yı işin merkezine alan bir anlayışla hareket ettiğini söyleyen Özalp, 110 odalı iki otel, 60 apartlık bir site ile konaklama sektöründe marka olmayı başarıyor.  Yaz aylarında haftalık periyotlarda yabancılara kış aylarında ise şehir dışından gelen yerli turistlere hizmet verdiklerini söyleyen başarılı iş adamı, 30 kişiye yaklaşan istihdamla da aslında bir alkıştan daha fazlasını hak ediyor.

EMITT FUARI

Tabi söz konusu turizm olunda henüz geçen hafta biten EMİTT Fuarı’nında sormadan geçemezdik. Fuara bu yıl izleyici olarak katıldıklarını söyleyen Özalp, sektör temsilcileri ile bir arada olmalarına rağmen geçmiş yıllara göre fuarın sönük geçmesini de şu sözlerle açıkladı: “11 ili etkileyen deprem felaketi bunda en büyük etkendi. Zira insanlar orada canlarıyla uğraştılar. Ayrıca deprem nedeniyle uçak iniş-kalkış seferleri de önceki sezonlara göre daha geriye çekilince beklentiler aşağıda kaldı.”

DEPREM, SEÇİM VE SONRASI...

Fethiye’den Dalaman ve Ortaca’ya, Köyceğiz’den Akyaka, Marmaris, Datça  ve Bodrum’a ülke turizminin kalbinin attığı bu geniş coğrafyanın turizmde yakaladığı ivmeyi büyük bir keyifle anlatan Özalp, “Yuvarlaçay’da salıncakta sallanmadan veya Gökova Körfezi’ni görmeden Güney Ege’den ayrılmak istemiyor insanlar. Tekne turizmi, yamaş paraşütü gibi aktiviteler cazip geliyor. Seçim tarihi olan 14 Mayıs’a kadar fazla bir beklentimiz yok çünkü ülke olarak seçime odaklanılmış durumda. Operatörler de bu konuda 14 Mayıs sonrasını daha çok önemsiyor. Dolayısıyla seçime bağlı olarak piyasada temkinli bir yaklaşım gözleniyor. İnsanlar yavaş gidiyor. O psikoloji de şu anda satışları biraz olsun etkiliyor. Tabi deprem de bu anlamda etkili oldu. Ama biz o günlerde depremden sonra bölgemize gelen vatandaşlarımıza kapılarımızı açtık. Onlara bakmak bizim için insanlık ve vatandaşlık göreviydi. Burada 11 odası olan bir küçük işletme bile odalarının tamamını deprezden zarar gören vatandaşlarımız için açtı. Elemanlarını, aşçısını çağırdı... Biz de aynı şekilde oradan gelen misafirleri ağırladık. Çünkü komşusu açken tok yatan bizden değildir” diyerek hassasiyetini ortaya koydu. 

TARIK ÖZALP: "ORTACA CAZİP SEÇENEKLERİN TAM ORTASINDA"

Konum itibariyle turizm cennetinin  tam ortasında yer alıyor olmalarının ve yanı sıra Dalaman Havalimanı’na yakınlığının etkilerini de sorduk başarılı turizmciye. İşte bu konuda verdiği yanıtlar: “  Bodrum apayrı, Fethiye’yi konuşmaya bile gerek yok Marmaris-Datça-Selimiye üçgeninda olağanüstü güzellikler var. Göcek, Ekincik ve Sarıgerme de hemen yanı başımızda. Özellikle dışarıdan gelenler için Ortaca cazip fırsatlar sunabiliyor bu anlamda. Yayla, plaj, göl... o kadar çok seçenek var ki... Bekçiler’den başlayıp Bodrum Yarımadası’nın en ucuna uzanan 500 kilometrelik bir güzergah. Dalaman Havalimanı’nın burada olmasının her yere avantajı var bu anlamda. Ulaşım açısından Fethiye ve Marmaris için oldukça cazip... Hatta Antalya’nın batısı Kaş ve Kalkan da bu havalimanının potansiyelini kullanabiliyor. Düşünsenize, araçla Ölüdenize indiniz manzara yüzde 30’larda sizi etkiliyor. Ama yamaç paraşütü ile havadan süzüle süzüle kumsala indiğinizi düşünün bir de. Özetle Türkiye’nin tanıtımın yüzde 30’unu Muğla tek başına karşılıyor.  
 

Editör: TE Bilisim