Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi standında konuşan, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Gülhan Akbaba, ” Diyabet (Şeker hastalığı), insülin direnci, insülin eksikliği veya her ikisinin bir arada bulunmasına bağlı olarak gelişen, kan şekerinin yüksek olduğu bir hastalıktır. İnsülin pankreasın beta hücrelerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki şekerin (glukoz) hücre içine girmesini sağlar. Bazı kişilerde pankreas yeterli miktarda insülin üretemez, şeker hücre içine giremez ve kan şekeri yükselir. Şeker yükselmesinin daha sık görülen diğer bir sebebi ise; insülin direnci ile ilişkilidir. İnsülin direncinde, insülin dokularda yeterince etki gösteremez. Pankreas, bu sorunu daha fazla üretim yaparak aşmaya çalışır, kanda insülin seviyesi yükselir ama bir süre sonra beta hücreleri yorulur ve bu abartılı salınımı gerçekleştiremez hale gelir. Diyabet, tüm dünyada oldukça sık görülen bir sağlık sorunudur ve giderek artmaktadır. Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) verilerine göre; 2021 yılında dünyadaki erişkin diyabetli hasta sayısı 537 milyon iken, bu sayının 2045 yılında 700 milyona ulaşacağı öngörülmektedir. Ülkemizde ise; 1997-1998 yıllarında diyabet sıklığı yüzde 7.2 iken 2010 yılında yaklaşık iki kat artarak yüzde 13.7’ye ulaştığı görülmüştür. Diyabet sık görülen, kontrol altında tutulmazsa erken yaşta ciddi sağlık sorunlarına ve ölüme yol açan, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Yaşam boyu izlem ve tedavi gerektirir. Bununla birlikte etkin yönetildiğinde normal yaşam kalitesi ve yaşam süresi sağlanabilir. Günümüzde modern hayat olarak görülen kentsel yaşam tarzında daha az enerji harcayarak daha fazla yiyecek tüketilmektedir. Bunun sonucu olarak, şişmanlık artmakta, erişkinlerde görülen ve ana sebebi insülin direnci olan tip 2 diyabet sıklığı, tüm dünyada hızla artmaktadır ”dedi.