Muğla'nın Datça ilçesinde Knidos Örenyeri’nde restoran ve iskelenin de içinde bulunduğu ilçe belediyesine ait parselin Muğla Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne devredilmek istenmesiyle ilgili açıklama yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Datça Belediyemiz ile oturun bu projeyi konuşun bir yanlış varsa düzeltelim ama bir oldubittiyle Datça Belediyesi’nin mülküne el koymayın, koyamazsınız. Türkiye’de olağanüstü bir hal yok. İnsanların malına mülküne çöküyorsunuz. Datçalının malı mülküne çökmenize seyirci kalamayız" dedi.

Muğla'nın Datça ilçesinde Knidos Örenyeri’nde restoran ve iskelenin de içinde bulunduğu ilçe belediyesine ait parselin Muğla Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü devredilmek istenmesiyle ilgili Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt, CHP Muğla il başkanı Zekican Balcı ve CHP Muğla milletvekilleri Cumhur Uzun ile Gizem Özcan’ın katılımıyla Knidos Antik Kenti’nde açıklama yapıldı.

Knidos Ören Yeri’nde konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Burası dünyaca ünlü tanınan bir kent. Knidos binlerce yıldır bu topraklarda kültürün sanatın, demokrasi ve yaşamın geliştiği bir kent. Çok önemli bir kentin sınırında bulunuyoruz. Bu yapı kaçak diyorlar ama bu yapı kaçak değil. Çünkü 10 Ocak 1975’ten önce yapılan yapılar yasa gereği ruhsatlı, iskanlı sayılır. Bu yapıya kaçak diyen anlayışı kınıyoruz. Sanki belediye buraya kaçak yapı yapmış gibi bir algı yaratılmak istendiğini görüyoruz. Tabii ki anayasayı, yasayı tanımayanlar burada da aynı şeyi devam ettiriyor. Aynı anlayışı devam ettirmeye çalışıyorlar. Sanki belediye buraya kaçak yapı yapmış da biz onu ortadan kaldırıyoruz havasındalar. Kusura bakmayın öyle bir durum yok. Bu yapı tamamen yasaldır. Ayrıca bu yapı 1960 yılından başlayan bir süreç ile köylüler tarafından yapılmıştır. O zamanki İller İdaresinden alınan destek ile yapılmış bir yapıdır. Bunun neresi kaçak. Ayrıca bu yapı onlarca yıldır burada sadece Datçalılara değil, sadece Muğlalılara değil, sadece Türkiyelilere değil bütün dünyaya hizmet vermektedir. Knidos’un yaşamasını sağlamaktadır” dedi.

BİZLER SANKİ DIŞ KAPININ MANDALIYIZ

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son zamanlarda görüyorsunuz yaşayan müzecilik diye bir kavram var. Birçok ören yerinde uygulanmaktadır. Yaşayan müzecilik ören yerleri ile halkın arasındaki bağın devam etmesi orada yaşatılması demektir. Biz bugün Bafa’da Herakleia’da antik kentin üstündeki köyde yaşayan insanlarımızı görmüyor muyuz? Orada yaşam binlerce yıldır devam etmektedir. Siz yaşayan halk ile ören yerlerinin ilişkisini keserseniz işte o zaman metruk hale gelir. Binlerce yıldır kültürün, sanatın tarihin insanların bir arada yaşadığı bu kentte bu şekilde oldubittileri biz kabul etmiyoruz. Ayrıca burada yapılan kazıları da destekliyoruz. Datça Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi olarak maddi manevi destek sağlıyoruz. Bizi sizden ayıran nedir? Siyaset mi? Biz muhalefetiz diye mi böyle yapıyorsunuz? Biz merkezi hükümetin her birimiyle ortak çalışıyoruz. Bizler de merkezi hükümetin bir parçasıyız. Yerel yönetimler merkezi idarenin yereldeki hizmetlerini gören birimidir. 20 yıldır öyle bir algı yarattılar ki sanki bizler dış kapının mandalıyız. Böyle bir şey yok. Bizler yerel yöneticiler olarak da yerel halkın merkezi idarenin yapamadığı hizmetlerine koşan insanlarız, yöneticileriz, birimleriz, kurumlarız. Ama burada sanki muhalefet belediyeleri tamamen düşman bir belediye, öteki, terörist. Sürekli bu şekilde dışlanmaya çalışılıyor. Bu sadece burada olan bir şey de değil."

AYRIŞTIRICI POLİTİKALARLA İKTİDARINIZI SÜRDÜRMEK İSTİYORUZ

"Geçen daha Selçuk'ta 50 yıldır belediyemizin kullandığı Meryem Ana Otoparkı'nı Tarım ve Orman Bakanlığı geldi polisle boşalttırdı. Tarım Orman Bakanlığı senin buna ne ihtiyacın var? Oradaki belediye bunu işletse ne olur? Ama olmaz. Neden? Çünkü o Cumhuriyet Halk Partili belediye. Ona su yok, ekmek yok. Ama sen belediyeye yapmıyorsun bu kötülüğü. O halkın hepsine yapıyorsun, Selçuk halkına yapıyorsun, Datça halkına yapıyorsun. Çünkü Datça halkında Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy vermeyen insanlar da var. Değişik partilerden değişik adaylara da oy veren insanlar var. Biz herkesin belediye başkanıyız. Sadece bize oy verenlerin değil, sizin gibi ayrıştırma, ötekileştirme yapmıyoruz. Herkesi kucaklıyoruz. Ama sizin yaklaşımınız işte burada da kendini çok net bir şekilde gösteriyor. Tamamen ayrıştırıcı politikalar, dışlayıcı kötüleyen politikalarla toplumda ayrışma yaratıp iktidarınızı sürdürmek istiyorsunuz. Bunu biliyoruz. İşte burada yakaladığınız her türlü fırsatta da bunu kullanmaya çalışıyorsunuz. İşte bu da onlardan bir tanesi. Burada da yine bizleri açıklama yapmak zorunda bırakacaksınız. Vatandaşımızı burada eylem yapmak zorunda bırakacaksınız. Sonra polis, jandarma öyle mi? Ondan sonra da biz devlet düşmanı, iktidar düşmanıyız öyle mi? Biz haklarımızı savunmak için buradayız. Sizlerin tanımadığı anayasayı, yasaları savunmak için buradayız."

"Yasayı tanımak zorundasınız. 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 30'uncu maddesi der ki; kamu kurumları diğer bir kamu kurumuna ait taşınmazı, mülkü kamulaştıramaz... Sonrasında devam eder 'devir yapabilir' der. Mevzuatta da normalde gelir, görüşür. anlaşamazsa Danıştay'a gider. Danıştay buna eğer onay verirse alır. Vermezse devam eder. Yargı süreçlerini beklemek zorundasınız bir kere böyle bir şey içinde. Ama siz tanımadığınız için tabii yargıyı falan o yüzden her şeyi yapabiliriz düşüncesindesiniz. Çünkü iktidar sizde ya artık. Yargı da sizde. Değil mi, öyle düşünüyorsunuz? Artık bütün kolluk gücü de sizde. İstediğim zaman burayı polis gücüyle de boşalttırırım, kolluk gücüyle boşalttırırım, yargı gücüyle boşalttırırım. Çünkü rahatsınız. O iktidarın gücüne alıştınız. O yüzden orayı bırakmak istemiyorsunuz. Bunun için bugün teröristlerle bile pazarlık ediyorsunuz. O iktidarda kalmak için her şeyi yapıyorsunuz. Bugün İstanbul'da yaşanan Belgrad Ormanları örneği daha nice istasyonlar veya halkın genel kullanımına açık yani belediyenin malı demek kim demek? Halkın malı demek. Halkın genel kullanımına açık, kamusal alana açık birçok tesisi, alanı belediyelerin elden alıyorsunuz, özellikle de tabii ki muhalefet belediyelerinden alıyorsunuz. Ondan sonra oraları özelleştiriyorsunuz. Bugün burada kıyılarda da aynı sıkıntıyı yaşıyoruz biz. MUÇEV diye bir vakıf yarattınız. Kıyıları MUÇEV'e devrediyorsunuz MUÇEV de onları gidip yandaşlara peşkeş çekiyor. Yalan mı? Bunları yaşamıyor muyuz? Bugün burada yapılmak istenenin de bu olmadığını nasıl inanacağız biz? Nasıl güveneceğiz size?"

DATÇA HALKIYLA KNİDOS'UN İLİŞKİSİ KESİLMESİN

"Bizim teklifimiz şudur; Knidos'la Datça'mızın bağını koparmayın. Datça halkının bağını koparmayın. Belediyenin demek halkın demektir. Datça halkının bağını koparırsanız Knidos o zaman öksüz kalır. Burası bu insanların. Bu insanlar binlerce yıldır burada yaşıyorlar. Onların torunları onların devamı. Koparamazsınız bağını. Koparmamak için oturup Datça Belediyemizle beraber dersiniz ki burada böyle bir şey var. Biz burayı farklı değerlendireceğiz. Gelin sizle beraber bir şey yapalım. Yani aklıselim budur, ortak akıl budur. Halk buraya kapıdan biletle, gişeyle girsin, buranın halkı öyle mi? Bunu istiyorsunuz değil mi? Ama kusura bakmayın ömrünüz de az kaldı da yani elbet bunlar geri dönecek. Bugün yaptığınız bu oldubittiler elbet bir gün hak yerini bulacak ve halkın malı olacak tekrar buralar. Datça Belediyemiz ile oturun bu projeyi konuşun bir yanlış varsa düzeltelim ama bir oldubittiyle Datça Belediyesi’nin mülküne el koymayın, koyamazsınız. Türkiye’de olağanüstü bir hal yok. İnsanların malına mülküne çöküyorsunuz. Datçalının malı mülküne çökmenize seyirci kalamayız."

BU TOPRAKLARLA ALIP VEREMEDİĞİNİZ NEDİR

"Turgutreis'te yine bir mi oldubittiyle karşıyayız. Turgutreis'te bizim yıllardır karşı çıktığımız defalarca itiraz ettiğimiz bir sahil güvenlik limanını Turgutreis'in göbeğine, kalbine yapıyorlar. Hiç bize sormadan ihale etmişler. Binlerce metreküp kayayı, toprağı, denize boca edecekler. Oradaki turizm bitecek. Halkın denize girme şansı kalmayacak. Oraya askeri güvenlik bölgesi ilan edecekler. Biz sessiz kalacağız. Öyle mi? Daha bunun gibi niceleriyle biz Muğla halkı olarak mücadele ediyoruz. Yazıktır, günahtır. Akbelen bir taraftan, santraller bir taraftan, çimento fabrikası bir taraftan. Hayırdır inşallah? Bu topraklarla alıp veremediğiniz nedir sizin? Bu topraklara bu iktidarın yaptığını inanın bundan iki bin 500 yıl önce Büyük İskender yapmadı. Bu toprakları istila eden Persler yapmadı. Hayırdır sizin kendi topraklarınızla, halkınızla işiniz, derdiniz, düşmanlığınız nedir. Oturalım adam gibi anlaşalım ve buradaki tesis Datça halkının tesisi Knidos'un içinde yaşasın. Biz bunu istiyoruz. Yoksa burada yapılan kazılara, burada yapılan çalışmalara, araştırmalara hiç kimsenin bir itirazı yok. O yüzden benim bir tek buradaki dileğim ve isteğim bir an önce bu konunun rafa kaldırılması ve Datça Belediyemizle oturup bu alanda ortak nasıl bir çalışma yapılabilir bunun değerlendirilmesidir."

DATÇA BELEDİYE BAŞKANI KURT: 2014 YILINDA DATÇA BELEDİYESİNE GEÇMİŞ

Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt da şunları kaydetti:

"Knidos Örenyeri'nde Datça Belediyesi'ne ait içinde şu anda restoran olarak işletilen yapı hakkında, Datça Tapu Sicil Müdürlüğü’nün kayıtlarına bakıldığında, söz konusu sürecin 55 yıla dayanan bir geçmişinin olduğu ortaya çıkmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açıklamasında, 'kaçak yapı olarak' nitelendirilen söz konusu restoranın, 1960’ın sonlarında İller Bankası'ndan çıkarılan ödenekle ve orada yaşayan köylülerin imece usulü çalışmasıyla tamamlandığı bilinmekle birlikte anılan yapının tapusunun ise 1971 yılında verildiği kayıtlarda yer almaktadır. Mevcut iktidar döneminde yapılan 6360 sayılı Büyükşehir Kanunu’ndan sonra Muğla ili, Büyükşehir Belediyesi olunca Köy tüzel kişiliğindeki mülkler arasında yer alan 3349 parsel ve üzerindeki tapulu restoran da 2014 yılında Datça Belediyesine geçmiştir. Bu tarihten önce Muğla İl Özel İdaresince alınmış herhangi bir yıkım kararına dair bir belgeye ulaşılmamıştır. Belediyemizin uhdesinde yer alan restoranın inşasından günümüze kadar bölgedeki köylülerle tarihi ve kültürel bağları bulunan yapının korunması sağlanmıştır.

HUKUKİ MÜCADELEMİZİ SONUNA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ

Hayata geçirilmek istenilen projede, yeni bir kafenin inşa edileceği, kafeye hizmet için mutfak yapılacağı, satış birimin kurulacağı, mescit, bebek bakımevi ile tuvaletlerin yapılacağı aynı zamanda iskelenin olduğu noktada gişeye yer verildiği görülmektedir. Ayrıca güvenlik kabinleri ile depo ve otopark gibi alanların da projede yer aldığı dikkat çekiyor. Ayrıca Bakanlığın hazırladığı projenin, Belediyemize ait olan 3349 nolu parselimizin dışında 3325 ve 3229 nolu parsellerimizi de kapsadığını öğrenmiş bulunmaktayız. Bu projeyle üç ayrı parselimizin de elimizden alınarak Datça Belediyesi'nin Knidos'la olan bağlarının tamamen koparılmak istendiğini halkımızın dikkatine sunarız. Örenyeri ile tarih boyunca komşu yerleşimler olan Yazıköy, Belenköy, Çeşmeköy ve Cumalı köyü sosyal ve kültürel ilişki kurmuş olup yöre halkının Knidos’u tarih boyunca sahiplenip koruduğunun bilinmesi gerekmektedir. Bölgedeki Datçalı gençlerimizin birçoğuna istihdam alanı olan, bundan sonra da daha fazlasına imkân sağlayacak restoranın ve iskelesinin elimizden alınmaya çalışılacağını, bu kadar pervasızca davranılacağını hiç mi hiç düşünmemiştik. Datça Belediyesini ve Datça halkını hedef alan bu tür projelere karşı hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi, aklımızı ve vicdanımızı her zaman yöremizden ve gençlerimizden ayırmayacağımızı kamuoyunun takdirine saygıyla sunarız." 

İL BAŞKANI BALCI: KANUNSUZ EMİRLERİ UYGULAMAYIN

CHP Muğla il başkanı Zekican Balcı da şöyle konuştu:

"Bugüne kadar hiçbir zaman bu anlayışa biz diz çökmedik, 'olur' demedik, eyvallah etmedik. Bundan sonra da etmeyeceğiz. Bu hukuksuzluklara, kanun tanımazlıklara ve hem Datça Belediyesi'nin hem de Datçalıların hakkını bu şekilde gasp etmelerine, iktidarın ve bürokratlarının bu şekilde davranmalarına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Burası Datça Belediyesi'nindir. Burası Datçalılarındır. Burası yıllardan beri hukuki çerçevede yaklaşık 60 yıldır Datçalıların emeğiyle yapılan bir yapıdır. Datça Belediyesi'ne gelir getirmektedir. Bu gelir de Datçalıların hizmeti için harcanmaktadır. Bizler çok iyi biliyoruz ki bütün kamu kaynaklarını yandaşlarına, beşli çetelere aktaran AKP iktidarının kaynakları kuruduğu için nerede bir rant var, nerede bir para var, bunu nasıl elde ederiz? Bunu Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin elinden nasıl alırız anlayışıyla anayasa tanımadan, yasa tanımadan eylem yapmaktadırlar. Ben buradan özellikle bürokratlara sesleniyorum. Sizler AKP'nin bürokratları değilsiniz. Sizler şerefli Türkiye Cumhuriyeti'nin memur ve bürokratlarısınız. Asla ve asla kanunsuz emirleri uygulamayın. Devir değişecek, devran değişecek ve o attığınız imzalar uyguladığınız yaptırımların hepsi bir bir bizim iktidarımızda bağımsız yargı önünde hepsi değerlendirilecek. O yüzden kesinlikle ve kesinlikle buradan şerefli, vicdanlı, memurları ve bürokratları uyarıyorum. Lütfen, kanunsuz emirleri uygulama ve hukukla vicdanla hareket edin." 

CHP MUĞLA MİLLETVEKİLİ UZUN: ORGANİZE KÖTÜLÜĞÜN TAZAHÜRÜ

CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun "Bizim için sürpriz olmayan ülkemizde çokça örneklerini gördüğümüz organize bir kötülüğün, bir tezahürünü bugün ilçemizde Knidos'muzda hissediyoruz. AKP iktidarı yerel seçim yenilgisini bir türlü hazmedememiş ve bunun sonucu iktidarını kaybettiği yerel yönetimlerde yerel yönetimleri iş yaptırmamak suretiyle halkın mutluluğu ve hizmetine engel olma çabası içinde. Sadece bugün Knidos'ta yaşadığımız değil on yıllardır Selçuk'ta Meryem Ana evinin otoparkının işletilmesi sırasında Selçuk Belediyesi'nin başına gelen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Belgrad Ormanları'nda başına gelenin bir başka tezahürü Knidos'ta, Datça'da sizlerin, bizlerin başına gelmiş durumda. İktidar belediye eliyle işletilen ne kadar mutluluk üreten proje varsa, bu projeleri ortadan kaldırmak suretiyle yerel yönetimleri açmaza sokup özellikle de ekonomik ambargo uygulamak suretiyle iş yapamaz, hizmet üretemez, mutluluk üretemez şeklinde göstermek ve böylelikle ülke için yaratacaklarının önüne geçmek merkezi iktidar olmalarının önüne geçmenin hesabı içinde. İşte bu halk için organize bir kötülük demek. Sigorta borçlarıyla başlattıkları süreçte kaynaktan kesmek suretiyle bugüne kadar biriken bütün borçları tahsil etmek suretiyle belediyelerin hizmet üretmesinin önüne ekonomik ambargo uyguluyorlar. Elbette idari ambargoları vardı. Elbette hizmet üretmememiz için var güçleriyle çalışıyorlardı. Ama son olarak ekonomik ambargolarla da bu süreci tıkamak istiyorlar. Ancak bunların olabileceğini bunların yapılış şeklini daha önceden ön görüyor ve biliyorduk. Bu bildiğimiz şeylerin tekrarı aslında buna hazırlıklıyız. Hep beraber bu mücadeleyi büyüttüğümüz ölçüde bunun önüne geçeceğiz.

ÇEKİN ELİZİNİ BELEDİYELERİN ÜZERİNDEN

Knidos özelinde burası için yapılanı açıklayamadıkları için, bu kötülüğün adını koyamadıkları için arkada görmüş olduğunuz yapının kaçak olduğu gibi bir yalana sığınmak durumunda kaldılar. Oysa 6785 sayılı yasanın çıktığı 1975 yılında o tarihte var olan yapıların yapı ruhsatlarının ve kullanma izinlerinin var olduğu tescillenmiş durumda. 1960 yılında köylünün imece yoluyla yapmış olduğu ve kendilerine, yörelerine ihtiyaç olduğu için emeklerini birleştirdikleri bu restoranı bu kez kaçak yapı olarak kirletmek suretiyle yapacaklarına kılıf hazırlamaya çalışıyorlar. Asıl niyetlerini gizlemek istiyorlar. Oysa iktidarlar halkın mutluluğunu yaratmak için vardır. İster merkezden, ister yerelden. Ancak bu iktidar açıkça niyetini ortaya koymuştur ki, merkezde de olsa, yerelde de olsa, halkın mutluluğunu istememektedir. Ama biz bu kötü gidişe hep beraber dur demek durumundayız. Bunu başaracağız. Knidos'tan iktidara sesleniyorum; çekin elinizi belediyelerin üzerinden. Çekin Knidos'un üzerinden elinizi. Biz burayı yaşatmasını da yapmasını da gayet iyi biliyoruz. Bunu size göstereceğiz." 


 
CHP MUĞLA MİLLETVEKİLİ ÖZCAN: MUĞLA HALKINA RAĞMEN HİÇBİR ŞEY YAPMAYIN

CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan da "Burada Kültür ve Turizm Bakanlığı bir çevre düzenlemesi yapmak istiyor. Bu çevre düzenlemesi adı altında da Datça Belediyemizin yıllardır işletmekte olduğu, halkımızın faydası ve yararına olan bu içinde kalan parseli de kamulaştırmak istiyor. Bununla ilgili kamulaştırma kararı çıkarıyor. Ve bunu da neye bağlıyor? Burası birinci derece arkeolojik sit ve bu yapı kaçaktır iddiasına bağlıyor. Oysaki bu yapı 1964 yılından itibaren yapılan ve tarihi o yıllara dayanan bir yapı. Ve o yıllarda burası birinci derece arkeolojik sit olarak da ilan edilmiş bile değil daha. O yıllardan bugünlere kadar kullanılmış ve kullanılmaya devam etmekte. Ama değerli hemşerilerim mesele bu mu, meselenin bu olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Neden biliyoruz? Çünkü en yetkili ağızdan belediyeleri silkeleyin talimatı verildi. Ve biz de Datça'dan soruyoruz. Bugün Knidos'ta yaşananlar bu talimatın bir tezahürü müdür? Biz belediyelerin yatırım yapmasının önünde duralım. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler hizmet üretemesin. Vatandaşın lehine olacak yatırımların karşısında duralım. Onların gelir kaynaklarını, kazançlarını keselim. Deyim yerindeyse belediyeleri felç edelim, hizmet edemesinler. Bu şekilde seçimle kazanalım demek istiyorsunuz? Ama yaptığınız her kötülüğün aslında vatandaşa yapılmış olduğunu sizler bilmiyor musunuz? Bakın büyük afetler geçirdik. Doğa kendisine rağmen yapılan her şeyi aslına intikal ettirdi. O yüzden Knidos'tan iktidara bir kez daha sesleniyoruz; halka rağmen, Datça halkına rağmen, Muğla halkına rağmen hiçbir şey yapmayın. Emin olun aslına mutlaka o halk intikal ettirecektir" dedi.


BU AYMAZLIĞA İZİN VERMEYECEĞİZ

"Elbette bunlar sadece Muğla'da yaşanmıyor" diyen Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Daha geçtiğimiz günlerde Selçuk'ta bunun bir yansımasını yaşadık. Yine belediyelerimizin gelirlerine el konulmak suretiyle işlemler tesis edildi. Bunlar şüphesiz ki kayyumcu zihniyetin tezahürüdür. Bugüne kadar direndik, bundan sonra da direnmeye devam edeceğiz. Bir adım geri durmayacağız. Bunu herkesin bilmesini istiyoruz. Burada kazı çalışmaları yapılacağı söylendi. Muğla'nın kültürel tarihi dokusunun korunmasını, tarihi zenginliklerin ortaya çıkarılmasını ve korunmasını en çok bizler isteriz. En çok bizler destekleriz. Ama amaç burada bu mudur? Burada Datça halkıyla beraber tüm bu süreçlerin istişare edilme imkanı varken, halkın istekleri, onayları ve tercihlerinin sorulma ihtimali varken burada çözüm önerileri yaratmak varken bu yaptığınız kötülük bir tercihtir. Tam da işte sizin yapmış olduğunuz ve tüm Türkiye sathına yayarak yapmış olduğunuz zihniyetin de yansımasıdır. Tüm bunları yaşarken burada oldu bittiye getirerek Datça halkının yararına olan bu tesisin kamulaştırılmasının karşısında duracağız. Asla ve asla mücadeleden bir adım geri durmayacağız. Belediye gelirlerine el koymaya çalışan bu anlayışla mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu aymazlığa Datça'da da, Muğla'da da, ülkemizde de asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha haykırmak istiyorum."

Kaynak: ANKA