Ömrünü Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık mücadelesine adayan, Kıbrıs Türklüğünün adını yaşatmak için unutulmaz fedakarlıklara imza atan KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş'ın vefatının 13. yılında anıt mezarının başında tören düzenlendi.
Denktaş'ı anma töreninde; Denktaş'ın ailesi, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Başbakan Ünal Üstel, KKTC 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sebahattin Kılınç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İker Görgülü, Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Başkanı Tufan Erhürman, bazı bakan ve milletvekilleri ile vatandaşlar yer aldı.
Çelenklerin anıta sunulmasıyla başlayan törende, saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar yarıya indirildi.
ERSİN TATAR: ULUSLARARASI ARENADA DENKTAŞ İSMİ, KIBRIS TÜRKÜ İLE ÖZDEŞLEŞTİ
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, burada yaptığı konuşmada, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı vefatının 13. yılında rahmet, minnet ve özlemle andıklarını ifade ederek, Rauf Denktaş'ın ömrünü Kıbrıs milli davasına adadığını anımsattı. Tatar, Kıbrıs'ta 1974 öncesi mücadelenin, Denktaş önderliğinde gerçekleştiğini hatırlatarak uluslararası arenada Denktaş isminin, Kıbrıs Türkü ile özdeşleşmiş olduğunu ifade etti.
Şu an yürüttükleri iki devletli siyasetinin, Denktaş'ın kendilerine bıraktığı vasiyet ve miras olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, "Onun bıraktığı vasiyeti, uluslararası camia ile her gün paylaşıyoruz. Kıbrıs'ta bir anlaşma olacaksa, bu iki devletli çözüm temelinde olabilir ve ancak bu zeminde Kıbrıs Türk halkı, toplumsal varlığını emin ellerde ileriye taşıyabilir." dedi.
Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş için Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi'nde de bir anma programı düzenlendi.
Sosyal medya hesabından Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş ile 30 yıl önce çekilen fotoğrafını da paylaşan Tatar, mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Büyük saygı duyduğum ve Cumhurbaşkanı olarak yolundan yürümekten gurur duyduğum Kurucu Cumhurbaşkanımız ile yaklaşık 30 yıl önce çekilmiş bu anıyı paylaşıyorum. Kendisini rahmet, minnet ve özlemle anıyorum. Mekanı cennet olsun."
RAUF RAİF DENKTAŞ KİMDİR? HAYATI, EĞİTİMİ, SİYASİ KARİYERİ
Rauf Raif Denktaş 27 Ocak 1924'te Kıbrıs'ın Baf kasabasında Yargıç merhum Mehmet Raif Bey’in en küçük oğlu olarak dünyaya geldi.
ÖĞRETMEN VE HUKUKÇU DENKTAŞ
1941’de Lefkoşa İngiliz Okulu'ndan mezun olan Rauf Denktaş, İkinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği yıllarda mezun olduktan sonra Mağusa'da tercümanlık, mahkemede memuriyet, sonra bir yıl da İngiliz Okulu'nda öğretmenlik yaptı.
1944’de British Council’dan burslu olarak İngiltere'de hukuk tahsili yapan Denktaş, 1947 yılında Lincoln's Inn'den mezun oldu ve aynı yıl Kıbrıs'a dönüp avukatlığa başladı.
KKTC Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre 1942 yılında Dr. Fazıl Küçük’ün yayınlamaya başladığı Halkın Sesi gazetesinde, babasından ve onun milliyetçi, Atatürkçü arkadaşlarından işiterek öğrendiği “Türk Haklarının İngilizler tarafından gasbedildiği” konularının ele alındığını gören Denktaş, Dr. Küçük’le tanışır ve Halkın Sesi’nde imzalı veya imzasız, bazen Akın Yılmaz adı altında yazılar yazmaya başlar. Bu ilişki Denktaş’ın Londra’da tahsil yıllarında da devam eder. Denktaş ada’ya döndükten sonra lider Dr. Küçük’ün yanında yakın bir dost ve gerektiğinde danışman olarak çalışacaktır.
1948 yılında zamanın Kıbrıs Valisi tarafından kurulan Anayasa Konseyi'nde üye olarak çalışan Denktaş, Rum kilisesinin baskısı altında Konsey'e katılmış olan Komünist Akel Partisi Konsey’den çekilince Meclis kapatıldı. Türk temsilcilerin ısrarlı talepleri sonucu Hakim Mehmet Zeka Bey’in başkanlığında “Türk İşleri Komisyonu” kuruldu, Rauf Denktaş bu komisyonda da çalışarak, İngiliz Müstemleke İdaresi’nin gasbettiği hakların iadesi için bir raporun hazırlanmasında nazım rol oynadı. Hükümetin kabul ettiği bu raporda öngörülen yasaların yapılabilmesi için Başsavcılığa görev verilir ancak Başsavcılıkta bir Türk savcı olmaması ve liderliğin talebi üzerine 1949’da Denktaş, hukuk bürosundan ayrılır ve küçük bir maaş ile savcı yardımcısı olur.
Birkaç yıl içinde tamamlanması gereken yasalarla ilgili çalışmalar 1954 yılına kadar uzar. Arada Denktaş savcılığa terfi etmiştir. 1954’te Kıbrıs’ta yer altını kuracak olan birtakım insan; Yunanistan’dan Ada’ya gizlice girerken yakalanır. Bunların takibi ve yargıya havalesi ile Denktaş’ın görevi daha da önem taşır. 1957 sonunda İngilizlerin Ada’yı 5-10 yıl içinde Yunanistan’a devredeceğini gören Denktaş, savcılıktan istifa ederek, Dr. Küçük’ün yanında fiili rolünü alır.
EOKA’YA CEVAP VEREN "TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATI"
Hükümetteki görevinden istifa ettikten sonra toplum problemlerinde daha aktif bir rol oynamaya başlayan Denktaş 1957 sonlarında Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanlığına seçilmiştir. Aynı yıl Rumların Atina’dan sevk ve idare edilen EOKA yer altı teşkilatının saldırıları karşısında etkin bir kuruluşa olan ihtiyacı gören Denktaş, iki arkadaşı ile birlikte Kasım 1957’de Türk Mukavemet Teşkilatı’nı kurar. Bu teşkilat o güne kadar var olan Volkan Teşkilatı’nın yerini alır ve kısa bir zaman içinde, Denktaş’ın ısrarlı talepleri sonucu olarak Türkiye’nin uzman kişileri tarafından EOKA’ya cevap verebilecek etkin bir Mukavemet Teşkilatı haline getirilir.
MÜCADELE ÖNDERİ DENKTAŞ
Halkın Sesi gazetesinin haftalık İngilizce nüshasının hazırlanmasında da önemli rol oynayan Rauf Denktaş, 1958’de büyük ölçüde artan EOKA saldırıları karşısında Türk Mukavemetinin etkili şekilde görev yapmasını sağlar. TMT’nin yayın organı olan Nacak gazetesi Denktaş’ın gazetesiymiş görüntüsü içinde Kıbrıs Türklerine yön gösterir, mukavemet telkin eder. Nacak’ın son yazı işleri sorumlusu da Alper Faik Genç’ti. Türk hükümetinin, bir ayda yüze yaklaşan Türk kayıpları karşısında kararlı çıkışı ve aynı yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda rahmetli Fatin Rüştü Zorlu’nun Yunan karşıtı Averof’u mağlup etmesi sonucu Yunanlar Kıbrıs’ta eşit şartlarda bir Ortaklık Cumhuriyeti kurulmasına razı olmuş görünürler. Dr. Küçük ve Rauf Denktaş bu genel kurul toplantısında kulis faaliyeti yapmışlardır. 1959’da Zürih Anlaşması’nın hazırlanmasında Rauf Denktaş’ın perde arkasında etkin rolü olmuştur. Türkiye’nin garantisinin 650 kişilik bir Alay’la “etkin ve fiili” bir duruma getirilmesi Denktaş’ın ısrarı ve Dr. Küçük’ün de onu desteklemesi ile mümkün olmuştur.
Aynı yıl Londra Konferansı’na katılan Türk heyetinde de yerini alan Denktaş’ın Fatin Rüştü Zorlu’ya “Makarios bu anlaşmaları er geç yıkacak ve Enosis yoluna çıkacaktır. Burada bir rol oynamaktadır. İleride bu anlaşmaların kendisine zorla kabul ettirildiğini savunarak ortaklığı bozacaktır” mealindeki değerlendirmesi, ne yazık ki, Ortaklık Devleti'nin kuruluşu ile işleme konmuş ve 1963’de Kıbrıs’ta Enosis uğruna tedhiş yeniden başlamıştır.
1959-63 yılları arasında Ruaf Denktaş’ın Türk hükümetine gönderdiği raporlar, gelmekte olan tehlikeye işaret etmekte, tedbir istemekteydi. 1960 İhtilali'nden yeni çıkmış olan Türkiye’nin Kıbrıs’taki büyükelçisi, ne yazık ki, bu raporların Türkiye tarafından kale alınmamasına ve böylelikle 1963’te patlak veren tedhiş karşısında Türkiye’nin hazırlıksız yakalanmasına neden olmuştur.
1960’da yeni kurulan ortaklık Cumhuriyeti'nde Rauf Denktaş Cemaat Meclisi Başkanlığı ile İcra Komitesi Başkanlığına seçilmiştir.
ERENKÖY DİRENİŞİ
1963 olaylarından sonra Londra Konferansı ve Birleşmiş Milletler'de Türk halkının haklarını savunan Denktaş’ın Makarios tarafından Adaya dönüşü yasaklanmış ve istenmeyen adam ilan edilmiştir. Bu sürede Ankara’da Dışişleri'nde Kıbrıs Dairesi'nde çalışmış ve New York, Londra, Brüksel, Paris gibi merkezlerde konferanslar vererek Kıbrıs’taki olayları anlatmaya çalışmıştır. 1964 Temmuz’unda öğrencilerle birlikte gizli yoldan Kıbrıs’taki Erenköy’e çıkmış ve Erenköy Savaşı'nda gazeteci Ömer Sami Coşar ile birlikte yer almıştır. Bölgesel ateşkes anlaşması üzerine aynI yoldan gizlice geri Ankara’ya geri dönüp İnönü hükümetine bilgi vererek askeri müdahale istemiştir. Bu arada Türkiye’nin hava müdahalesi ile darbelenen Makarios BM’nin önerdiği ateşkes anlaşmasına razı olmuş, Denktaş Ankara’daki görevine devam etmiştir.
1967 sonunda gizlice küçük bir gemiyle iki arkadaşı ile birlikte tekrar adaya çıkmış, ancak, Rumlar tarafından yakalanmış ve esir düşmüştür. Türkiye Cumhuriyeti'nin baskısı ile 13 gün sonra Ankara’ya iade edilmiştir.
Ada’ya 1968 Nisan ayında normal yoldan dönebilmiştir. Haziran 1968’de Rum liderlerinden Glafkos Clerides, Makarios’un temsilcisi, Denktaş da Dr. Küçük’ün temsilcisi olarak ilk toplumlar arası görüşmelere başlamışlardır. Denktaş, 1960 antlaşmalarında içte Türk-Rum, dışta Türkiye-Yunanistan arasında garantilenen dengelerin bozulmaması kaydıyla, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortaklarından biri olarak bölgesel otonomi önermiş ve görüşmeler Türkiye’den ve Yunanistan’dan uzmanların da katılımı ile 1974’e kadar devam etmiştir. Klerides’in ve Yunanistan’ın tavsiyesine rağmen Başpiskopos Makarios bu anlaşmayı “Türk tarafı azınlık statüsünü kabul etmiyor, ortaklık statüsünde ısrar ediyor; Türkiye’nin garantörlüğü devam ediyor” diyerek reddetmiştir.
KIBRIS TÜRK YÖNETİMİ BAŞKANI
Rauf Denktaş, 5 Temmuz 1970 tarihinde yapılan genel seçimlerde yeniden Türk Cemaat Meclisi'ne Meclis Başkanı seçilmiştir.
16 Şubat 1973 tarihinde Kıbrıs Türk Toplumu tarafından yeniden Başkan seçilmiş ve 28 Şubat 1973'te gerekli andı içtikten sonra Kıbrıs Cumhurbaşkan Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı olarak göreve başlamıştır.
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ'NİN İLANI
1974 Türk Barış Harekâtı sonrasında 13 Şubat 1975'te Makarios’un adaya dönüşü nedeniyle, buna reaksiyon olarak ve Makarios’un meşruiyetini kaybettiğini tescil için ayrı devlet kurmayı öneren Denktaş’ın bu önerisini o günkü Irmak Hükümeti kabul edememiş bunun üzerine Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilânını sağlamış ve Devlet Başkanlığı ve Meclis Başkanlığı görevlerini yürütmüştür. Federe Devlet Anayasası uyarınca 20 Haziran 1976 günü yapılan ilk genel seçimlerde büyük bir çoğunlukla, halk tarafından seçilmiştir. 1981'de ikinci kez Devlet Başkanlığına seçilen Denktaş, 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ilan etmiş ve 1985'te Cumhurbaşkanlığına seçilmiştir. 1990, 1995 ve 2000 yıllarındaki' Cumhurbaşkanlığı seçimlerini tekrar kazanarak görevine devam etmiştir. Ancak 2005’teki Cumhurbaşkanlığı seçimine aday olmamış, Annan Planı nedeniyle görüş ayrılığına düştüğü Türk hükümetine, Kıbrıs meselesini halletmek fırsatını vermek istemiştir.
İngilizce ve Rumcayı iyi bilen Denktaş evlidir. Üç oğlu ve üç kızı olmuştur. Bir kızını beyin tümörü nedeniyle 2 buçuk yaşında, bir oğlunu 7 yaşında bademcik ameliyatında, bir oğlunu 34 yaşında trafik kazasında yitirmiştir. Bugün bir oğlu, iki kızı ve on bir torunu vardır.
YÜZLERCE YAZILI ESER MİRASI
Bugüne dek yayınlanmış 50’nin üzerinde kitabı ve risalesi, yüzlerce makalesi ve bir film senaryosu (İşgal Altında) vardır. 10 ciltlik Hatıralar kitabı, Karkot Deresi, Kıbrıs Girit Olmasın son yayınlarından bazılarıdır. Yazarlık - Fotoğrafçılık en sevdiği uğraşlarıdır. Amerika, İngiltere , Avustralya, İtalya, Türk Cumhuriyetleri, Polonya, Fransa, Avusturya ve Türkiye'de fotoğraf sergileri açmış, sayısız konferanslar vermiş ve çeşitli ödüller ile fahri doktora ve profesörlük payeleri almıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Türkiye Yazarlar Birliği tarafından eserleri ve eserlerinde ortaya koyduğu fikirleri savunma kararlılığından ötürü Türkiye Yazarlar Birliği şeref üyeliğine seçilmiştir. Türk Dünyası Hizmet Ödülü ve 10 Ocak 2000’de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından Yılın Adamı Ödülü ve 6 Nisan 2000’de Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'nü almıştır.
13 Ocak 2012'de vefat eden Rauf R. Denktaş, rahatsızlanana kadar Lefkoşa'daki resmi ofisinde çalışmalarını sürdürmekteydi.
ÖDÜLLER
6 Temmuz 2005 tarihinde de Türkiye Cumhuriyeti Devleti Rauf R. Denktaş’a Üstün Hizmet Şeref Madalyası vermiştir.
Kıbrıs konusunda görüşlerinin doğrulanması nedeniyle Liderlik Ödülü almıştır.
28 Haziran 2006 – 20. Yüzyıldan İz Bırakan Halk Önderi Ödülü’nü aldı.