Menteşe Belediye Başkanı Şehir Plancısı Gonca Köksal, günden güne artarak vahşi boyutlara varan ve Türkiye'yi derinden sarsan kadın cinayetlerine yönelik açıklamalarda bulundu. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile kadın cinayetlerine sert bir dille tepki gösteren Başkan Köksal şunları kaydetti: 

"KADINA YÖNELEN ŞİDDET GİDEREK VAHŞİLEŞMEKTE VE FÜTURSUZLAŞMAKTADIR"

"Ne yazık ki her gün 3 kadının öldürüldüğü ülkemizde, erkek şiddeti sistematik bir hal almış durumda. Geçtiğimiz Eylül ayında 34 kadın katledildi. Üç gün önce 19 yaşındaki iki genç kadın, İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil aynı kişi tarafından aynı gün içerisinde vahşice katledildi. Son olarak, bir ay önce cinsel istismara uğrayarak tedavi altına alınan 2 yaşındaki Sıla Yeniçeri de bugün hayatını kaybetti. Kadına yönelen şiddet giderek vahşileşmekte ve fütursuzlaşmaktadır. Şiddet, toplumun kanayan yaralarından biridir ve tüm insanlığın ortak utancıdır. Her yıl yüzlerce kadın, en yakınları erkekler olan eşleri, babaları, erkek kardeşleri veya partnerleri tarafından şiddete maruz kalmakta, pek çoğu da öldürülmektedir."

"BU DURUMUN TEMELİNDE CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ, ATAERKİL DÜŞÜNCE YAPISI, TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ GİBİ KÖKLÜ FAKTÖRLER YATMAKTADIR"

Başkan Köksal, kadın ve çocuk cinayetlerinin sadece bireysel suçlar olarak değil, toplumsal ve yapısal ve bir sorun olarak ele alınması gerektiğinin altını çizerek açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü:

"Bu durumun temelinde cinsiyet eşitsizliği, ataerkil düşünce yapısı, toplumsal cinsiyet rolleri gibi köklü faktörler yatmaktadır. Pınar Gültekin’in, Senem Kıvrık’ın, Neşe Gümüş’ün isimlerinin yanına yenilerinin eklenmesi kaçınılmaz hale geliyor. İkbal ve Ayşenur’un ölümleri, sanal dünyada başlayan nefret ideolojisinin gerçek dünyada ne kadar tehlikeli boyutlara ulaşabileceğinin en somut örneklerinden biridir"

"YASALAR ETKİN UYGULANMALI"

Son olarak kadın cinayetlerine yönelik yasaların etkin uygulanması gerektiğine vurgu yapan Köksal, açıklamasını şöyle tamamladı: 

"Kadına ve çocuklara yönelen şiddetin ve kadın cinayetlerin önlenmesi, hem yasaların etkin uygulanmasıyla, hem de erkek düşüncenin ve ataerkil yapı, dil ve zihniyetle mücadele ile mümkündür. Hepimiz, kadınların şiddet görmeden, eşit, özgür yaşama haklarına sahip olmalarını savunmalı ve bu uğurda sesimizi yükseltmeliyiz. Kadına yönelik şiddet yaşamın tüm alanındaki toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve savunulması ile mümkündür. Bu yüzden, toplumsal dayanışmanın ve farkındalığın artırılması için sesimizi yükseltmeye, ‘Kadına ve çocuğa şiddete hayır’ demeye devam etmeliyiz. Kadınların özgür, güvenli ve eşit bir şekilde yaşama hakkını savunmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz."