Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Suriye'deki gelişmelerle ilgili olarak "Sınırlarımızın dibinde orayı burayı bombalayanların, Suriye’nin kuzeydoğusunda bölücü terör örgütünü palazlandırıp pışpışlayanların, ne aradıklarını, hangi hak ve hukuka dayanarak bölgemizde konuşlandıklarını sormak ve bununla kalmayıp pılınızı pırtınızı toplayıp gidin demek en tabii hakkımızdır." ifadelerini kullandı.
"TEL RIFAT TEMİZLENDİ SIRA MENBİÇ'TE"
Öte yandan Bahçeli, "Gelişmelerin Kürt kardeşlerimizle alakası yoktur. Tel Rıfat’tan çıkarılanların katil olduğunu Kürt kardeşlerimiz de görecektir. Suriye toprakları Suriyelilerindir. Tel Rıfat temizlendi sıra Menbiç'te." diye konuştu.
"RUSYA VE İRAN DESTEKLİ REJİM GÜÇLERİNİN HALEP’TE YAPTIĞI TOPLU KATLİAMLARI UNUTMAYACAĞIZ"
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:
"Irak ve Suriye coğrafyası Türk milletini bilir, Türk milleti de o gönül ve kültür coğrafyalarını yüreğinde taşır. 27 Kasım’dan itibaren Halep’e yönelik saldırıları konuşmadan önce, Rusya ve İran destekli rejim güçlerinin 2016 yılında Halep’te yaptığı toplu katliamları, mezhep temelli şiddet sahnelerini, sürgün edilen masumları, tarihinden koparılan bir şehrin acı veren dramını unutmadığımızı, hiçbir zaman da unutmayacağımızı hatırlatmak isterim.
"BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜ PALAZLANDIRIP PIŞPIŞLAYANLARA PILINIZI PIRTINIZI TOPLAYIP GİDİN DEMEK EN TABİİ HAKKIMIZDIR"
İsrail ile Lübnan arasında yapılan ateşkes anlaşmasından hemen sonra Halep krizinin doğması üzerine başlayan tartışmaların, bir tesadüf mü yoksa bir tertip mi olduğuyla ilgili münakaşaların, o güne kadar biriken çatışma enerjisini, artan coğrafi basıncı hesaba katmadığı anlaşılmaktadır. Bir yanda zafer çığlıkları atılırken, diğer yanda felaket tamtamlarının çalınması ifrat ve tefrit dozajı yüksek düşüncelerin eseridir. Mücavir coğrafyalarımızda Türkiye’ye musallat olabilecek, bölgesel krizi yaygınlaştıracak hiçbir silahlı hareketlenme ve hesaplaşmayı doğru ve meşru göremeyiz.
Halep’ten İdlib’e kadar tekrar açılan çatışma güzergahının Türkiye’ye yansımalarını enine boyuna düşünmekle mükellefiz. Sınırlarımızın dibinde orayı burayı bombalayanların, Suriye’nin kuzeydoğusunda bölücü terör örgütünü palazlandırıp pışpışlayanların, ne aradıklarını, hangi hak ve hukuka dayanarak bölgemizde konuşlandıklarını sormak ve bununla kalmayıp pılınızı pırtınızı toplayıp gidin demek en tabii hakkımızdır.
"ABD VE RUSYA’NIN VERDİĞİ HİÇBİR SÖZÜ TUTMADIĞI ORTADA"
5 Mart 2020 Moskova Mutabakatı kısmen bir çatışmasızlık iklimi sağlamış olsa da, bu mutabakatı ihlal eden, İdlib’i kurcalayan, M-4 ve M-5 karayollarının çevresinde somutlaşan güvenlik koridorlarının işlevini sakatlayan,İdlib Gerginliği Azaltma Anlaşmasıyla Astana süreçlerini yıpratan,
22 Ekim 2019’da Soçi Mutabakatı kapsamında, PKK/YPG/PYD’yi Menbiç ve Tel Rıfat’tan çekecek olan, fakat buna bir türlü yanaşmayan da ülkeler az çok bellidir.
"TEL RIFAT HAŞERATLARDAN, ÇIYANLARDAN, İNSAN SURETİNDE DOLAŞAN ALÇAKLARDAN KÖŞE BUCAK TEMİZLENMİŞ, ÜMİT EDERİM Kİ SIRAYI MENBİÇ ALMIŞTIR"
Şimdi Tel Rıfat haşeratlardan, çıyanlardan, insan suretinde dolaşan alçaklardan köşe bucak temizlenmiş, ümit ederim ki, sırayı Menbiç almıştır. Ayrıca sınırlarımızın hemen yanı başında yuvalanan terör örgütünün sökülüp atılmasından rahatsız olan DEM Parti’nin nerede duracağını henüz kestirememesi, terörle arasına mesafe koymaktan sürekli imtina etmesi yanlıştır, demokrasi ve hukuk dışı bir çarpıklıktır. Gelişmelerin Kürt kardeşlerimizle hiçbir ilgisi yoktur. Tel Rıfat’tan sürülüp çıkarılan canilerin kiralık katil sürüsü olduğunu sadece biz değil, şerefli Kürt kardeşlerim de itiraf edeceklerdir. Bölücü terör örgütüne hayat haramdır. Tüm terör örgütleri bizim karşımızdadır. Kürtler bizim canımız, PKK/YPG/PYD can düşmanımızdır. DEM, ya Türkiye partisi olacak ya da tükenmekten ve derdest edilmekten başka seçeneği kalmayacaktır."
"SURİYE TOPRAKLARI, SURİYELİLERİNDİR"
Terör ya bitecek ve Türkiye bahara uyanacaktır ya da bölücü katiller son silahlı teröriste kadar tek tek canlı hedef olmaktan kurtulamayacaklardır.Suriye toprakları, Suriyelilerindir.Bu ülkenin demokrasi sınırları içinde anayasal sisteme geçmesi şarttır.Halep’in huzur ve sükûnet bulması da yegane dileğimizdir.Şu gerçeği millet huzurunda haykırmak dava ve siyaset namusumuzun şaşmaz ve şüphe götürmez bir gereğidir:Halep deyince yüreği titremeyen bir vatan evladına rastlayamazsınız.Çünkü Halep iliklerine kadar Türk ve Müslüman’dır.Bunu sadece biz söylemiyoruz; tarih söylüyor, coğrafya söylüyor, hakikat söylüyor, ecdad söylüyor, Halep kalesine çekilen Türk bayrağı söylüyor.