Muğla'nın Dalaman İlçesi'nde yaşayan görme engelli Arif Oğuz isimli vatandaş, kaleme aldığı mağduriyeti ile engelli vatandaşların günlük yaşamlarında en basit konularda dahi nasıl mağdur olduklarını bir kez daha gözler önüne serdi. Arif Oğuz'un mağduriyetini anlattığı yazıda en dikkat çeken nokta ise bu mağduriyetin yaşanma sebebinin Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından denetlenen halk otobüslerinde yaşanıyor olması oldu.
Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluğunda olan halk otobüslerinin diğer şehirlerde olduğu gibi normal şartlarda her durakta durması gerekir. Ancak ne yazik ki bölgemizdeki ulaşım, yolcuların durakta dahi olsa aracı durdurmak için elini kaldırması ya da araçtan inmek için şoföre seslenmesi yoluyla işliyor.
Bu durumda da özellikle görme, işitme, konuşma engeli olan vatandaşlarımız yanlarında bir yardımcı olmadan günlük yaşamlarını sürdüremez hale geliyor ve çok ciddi sorunlar yaşıyorlar. Engelli vatandaşlarımızın, bu tür keyfi uygulamalar neticesinde görmezden gelinmeleri hem bu vatandaşlarımızın psikolojik ve sosyal olarak toplumdan dışlanmalarına neden oluyor hem de bölgemize ve ülkemize yakışmayan sonuçlar doğurmasına neden oluyor.
Dalamanlı görme engelli vatandaşımız Arif Oğuz'un kaleme aldığı yazı ise şu şekilde;
"Ben görme engelli Arif Oğuz,
Sevgili günlük,
Bugün 8 Ekim 2020 Çarşamba saat 11:45'te Dalaman Atakent İlk Öğretim Okulunun karşısındaki belediye otobüs durağında, Dalaman İlçe Merkezine gitmek için Halk Otobüsünü beklemeye başladım. Her 20 dakikada bir bu güzergahta seferi olduğunu bildiğim halk otobüsüne ancak benim bekleme sürem içinde geçen muhtemel 3. araca 12.40 binebildim. Takriben 5 km.lik yolu 12.55 te yani 70 dakikada, benle aynı zamanda uçağa binen bir yolcunun İstanbul a ulaşma saatinden sonra bitirmiş oldum.
Bu süreci daha önce de defalarca yaşadım ve konu ile ilgili olarak gerek hat kooperatif başkanı ile gerek Büyükşehir UKOME'den ulaştığım yetkili ile görüşmeler yaptım.
Şikayetimin özeti, durağa çıkmama rağmen gelen araçların durmaması üzerinedir.
Kooperatif başkanı, araç şoförlerinin benim durakta el kaldırmadığım için durmadıklarını ifade etmiştir. Benimse görme engelim nedeniyle gelen araçları teşhis etmem mümkün olamayacağı için el kaldırmam söz konusu değildir. Ayrıca neredeyse şoförlerin tamamı engelimi bilmektedir. Kaldı ki ben beyaz bastonum ile zaten yolcu durağında duruyorum. Ancak beni tanıyan bir şoför denk gelene kadar kaderime razı durakta bekliyorum. UKOME yetkilisinin çözümü ise daha spesifik olup, iyi niyetle olduğuna inandığım ’’yola çıktığında beni ara ben sıradaki şoföre haber veririm’’ şeklide idi. Fakat ben gece gündüz her saat diliminde, karşı tarafa rahatsızlık vereceğimi düşündüğüm bu telefonları ne kadar edebilirim.
Beklentim, ben ve benim gibilerin de sosyal belediyeciliğin görev tanımları içinde olan hizmetlerden her vatandaş gibi faydalanabilmesi için kurum temsilcilerinin daha duyarlı ve dikkatli olmaları yönündedir.
Bizlerin, sadece engelliler gününde hatırlanıp, bir kaç süslü sosyal mesaj ile pozitif ayrımcılıktan söz edilmesi gönlümüzü de günümüzü de hoş etmiyor. Bizler de her vatandaş gibi siz potansiyel engelliler ile aynı haklara sahibiz. Bu bilinci göstermenizi istiyorum."