Ellerinde ‘Eşitlikte Özgürlükte Yaşamda İnat Kazanacak’, ‘İstanbul Sözleşmesi Bizim’, ‘Haklarımızdan Hayatlarımızdan Vazgeçmiyoruz’ yazılı dövizler taşıyan kadınlar meydana halay çekti, eğlendi.
“BU BİR KADIN KIYIMIDIR”
Bodrum Kadın Platformu sözcüsü Zuhal Macit yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Geçen yıl ülkemizde en az 350 kadın erkekler tarafından katledildi, en az 213 kadının ölümü basına ‘Şüpheli' olarak yansıtıldı ve sayısız kadın fiziksel ve psikolojik şiddete maruz bırakıldı. Bu bir kadın kıyımıdır! Erkek yargı ve devlet politikaları bu kırımın adeta azmettiricisi konumuna gelmiştir. Cezasızlık politikaları, şiddete dayalı eril söylemlerin teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması, din baskısının arttırılması elbette bu sürece eşlik etmektedir.
Sonuna kadar hayır! Mevcut iktidarın özel savaş politikaları Gülistan Doku, İpek Er örneğinde olduğu gibi, bizzat devletin failleri korunma altına almasıyla sonuçlandı. Yine mevcut iktidarın kadına yönelik işlenen suçlarda cezasızlık politikası, yanı başımızda katledilen Pınar Gültekin davasında ve çetelerce tezgahlanan ancak tek bir faile sınırlandırılan Sibel Yavuz davalarında bir kez daha karşımıza çıkmaktadır. Buradan bir kez daha haykırıyoruz; failler derhal en ağır şekilde cezalandırılmalıdır!”
“BÜTÜN KADINLAR TERÖRİST İLAN EDİLDİ”
Sağanak yağış altında yapılan açıklamada, erkek devlet şiddetini önlemekle yükümlü iktidarın Mart 2021'de İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiğini duyurduğunu belirten Macit sözlerine şöyle devam etti:
“Buna karşı mücadele eden bütün kadınları “terörist” ilan etti. Kadınlar ve LGBTİ+ların tarihsel mücadelesi ile var olan İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz! Biz bitti demeden bitmez! Şiddeti, nefret suçlarını teşvik eden her eylem ve söylemin suç sayılacağı bir hukuk sisteminin oluşturulmasını, var olan yasaların etkin şekilde uygulanmasını, kadına ve çocuğa karşı işlenen suçlarda iyi hal indiriminin kaldırılmasını İstiyoruz!
Kadına yönelik her türlü şiddeti körükleyen politikaları hayata geçirmeye çalışan mevcut iktidar, hapishanelerde de hukuk ve insanlık dışı koşullar dayatıyor. Bizler buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz, Hasta mahpus, kadın siyasetçi Aysel Tuğluk şahsında sürdürülen işkence politikalarının derhal sonlandırılmasını, tüm hasta mahpus kadınların tedaviye erişimlerinin sağlanması için serbest bırakılmasını istiyoruz. Kadın özgürlük mücadelesinin yolunda bedel ödeyen bütün kadınları da buradan minnetle selamlıyoruz. Krizin faturası bizler ödemeyeceğiz!”
Kaynak: Sozcu