Behçet Saatcı: Liyakatlı Olanı Değil de, Sadakatlı Olanı Tercih Edeceksek, Allah İYİ Parti'ye İktidar Nasip Etmesin

Saatcı konuşmasında, "Partiler muhattap olduğu kesimin ekonomik ve sosyal seviyesini yükseltmek için kurulur. Yoksa sadece kendi yandaşlarına hizmet etmek, sadece kendileri gibi düşünen insanların refah seviyelerini yükseltmek, sadece onlara hizmet etmek; devletin bütün imkanlarını onlara kullandırmak için kurulmazlar. İlçeyse ilçe, köyse köy, ülkeyse ülkenin insanını kucaklayarak; hepsinin ekonomik ve sosyal seviyesini yükseltmeyi amaçlamak zorundadırlar. Allah var biz görevde olduğumuz 20 yıl boyunca Fethiye'nin genel anlamda ticari ve sosyal seviyesini yükseltebilmek için çaba sarf ettik. Partilerinde böyle olması lazım. Baktığımızda başta doğru başlanıyor ama ilerlediğinde cümlelerin yeri kayıyor, kaçıyor. Herhalde bu güç zehirlenmesinden ya da uzun süreli görev yapmanın getirdiği bir sıkıntı. ABD'de siyasi partiler ya da belediye başkanları en fazla 2 dönem görev alabilir. Öbür türlü yönetici körlüğü oluşuyor. Ülkede bunun engellenmesi lazım; bu engellenemediği zaman da bana göre 2009 bazı arkadaşlarımıza göre 2011 tarihine kadar iktidar partisi ülkenin geleceğiyle ilgili, güzel işlerin altına imza attı. Buna itirazımız yok bizim. Ama daha sonra 'güç bende' diyerek sadece kendisi gibi düşünenlere ve kendisine oy verenlere hizmet etmeye başladı. 2018'de başkanlık sistemine geçince 'verin yetkiyi' dendi; sonuç ortada. İyi yapanı alkışlarız, kötü yapanı yereriz. Kimsenin kimseye hakaret etme hakkı yok. Rahmetli Süleyman Demirel'den örnek vermeden geçemeyeceğim. Demirel, elinde "Umudumuz Ecevit" yazan pankartı taşıyan çocukla gülerek poz veriyor; biz de ise 8-9 yaşındaki çocuğun eline mikrofan verilerek ana muhalefet partisi liderine, seversin sevmezsin ayrı mevzu, hakaret ettiriliyor. Yani Türk siyaseti, çocuğun ağzından çıkan sözlerle dizayn edilecekse bitmiştir. Bunun ötesi yok. Bu düşmanlıkla nereye gidebilirsin? Dil çok önemli. Paylaşamayacağımız ne var? Bu ülkenin zenginliği hepimize yeter. Yeterki adil bir dağıtım olsun. Dolar 18 TL'ye çıkıyor sonra 13'e düşüyor, biz alkışlıyoruz. "Reis doları düşürdü" diyoruz. Yapmayın ya, başarı mı bu ya?" ifadelerini kullandı.

Elektrik faturalarındaki artışa da değinen Saatcı, "Fiyatı arttıyorlar tepki gelince düşürüyorlar. Biz kobay değiliz, Türkiye de laboratuvar değil. Bu kadar kolay değil bu işler. Böyle olursa da birileri çıkar. Çıkacak olan da her gün puanını arttıran, bizler olacağız. 

Saatcı, konuşmasında Lütfü Türkkan hakkında da "Bir tane arkadaşımızın şehit yakınına yaptıkları ki arkasında durmuyorum zaten genel başkanımız da gerekeni yapıp görevden aldı. Belki milletvekilliğinden de istifa etmesi gerekiyordu; kendi tercihi. Onun dışında hata yapmadan gidiyoruz. Allah da hata yaptırmasın. Biz liyakat denen başarı denen bilgi denen değerleri bir kenara atarak biat kültürüyle ilerlemiyoruz. Biat, gericiliktir; beynini birine vermektir" dedi.

"ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEME ZAMANI"

Saatcı, "Şimdi yeni şeyler söyleme zamanı; her ay kendi puanına ekleme yaparak giden de İYİ Parti'dir. Biz "Yoğurdumuz ekşi" demeyi bilen bir anlayışa sahiptir. Herkesi bir çatı altında toplamalıyız, bu ülke hepimizin" dedi.

Daha önce Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na bağımsız adaylığını koyan Saatcı, Muğla'yla ilgili olarak da "Yerel yönetimle ilgili konuşmayı doğru bulmuyorum. Çünkü ben yerel yönetime aday olmadım; Büyükşehir'e aday oldum. Büyükşehirle ilgili sıkıntınız olursa onları raporlar çözümü içinde elimizden geleni yaparız. Yoksa ortada seçim falan yok" sözlerine yer verdi.