Bakan Soylu, Antalya’nın Lara Turizm Merkezi’ndeki bir otelde düzenlenen İl Göç İdaresi Genel Müdürleri Değerlendirme Toplantısı’na katıldı.
Burada konuşan Bakan Soylu, 21. Yüzyılın basit bir soru sorduğunu ifade ederek, “Bizim bir atasözümüz bunun cevabını çok iyi verir. ‘Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar”. Tamda dünyanın hali belki de bunu ifade etmektedir. Batı sömürerek, Doğu’yu fakirleştirerek, istikrarsızlaştırarak zenginleşti. Sonunda kıyamet koptu. Mesele tek başına Suriye değildir, Suriye göç meselesinde sadece bir kompartmandır. Suriye olmasaydı dünyanın başka bir istikrarsız noktasında patlak verecekti. Afganistan, Pakistan, Afrika bir kaynak. 1970 yılındaki dünyada uluslararası göçmen sayısı 84 milyon, o günkü dünya nüfusunun yüzde 2.3’üydü. 2020 yılında bu sayı 280 milyonu aştı dünya nüfusunun yüzde 3.6’sı oldu. 2021 yılı sonunda zorla yerinden edilmiş insan sayısı 89. 3 milyondu. 2022 yılının başında Ukrayna-Rusya savaşı başladı yıl ortasın da bu sayı 103 milyona çıktı. Afganistan’ı karıştırdılar, Afrika’yı istikrarsızlaştırdılar oradan bir göç dalgası oluştu. Aslında yeni bir şey yaşamıyoruz” diye konuştu.

Göçün hiş değişmediğini aktaran Bakan Soylu, Batı’nın bunu yeni normal gibi tarif etmesi ve şaşırması,paniklemesi olarak nitelendirdi.

Batının göç meselesinde dünyaya vizyonsuzluğu, gaddarlığı, beceriksiz ile rezil olduğunu ifade eden Bakan Süleyman Soylu, “ Biz insanlığa mahcup olmadık. Tarihimize kendimize mahcup olmadık. Neye rağmen devlet otoritesinin tamamen yok olduğu iki ülke Irak ve Suriye’ye rağmen. Aynı bölge kaynaklı büyük bir terör mücadelesi verirken, sınırımızda bir terör devleti kurulması için ABD ve Avrupa büyük uğraş verirken insanları mağdur etmeden biz bu süreci yönettik. İlk andan itibaren ayakları yere basan kuralları ve hedefi belirli göç politikası uyguladık. Açık kapı politikasında düzenli göçü yönetmek, kaçak göçle de mücadele etmek bu politikanın iki temel ayağıdır. Ülke içinde etkili bir yakalama stratejisi ve etkili bir sınır dışı mekanizmasını kaçak göçün argümanı olarak gördük ve bunu ciddiyetle takip ettik. En yüksek sınır dışı oranlarını yakaladık. Bu politikayı işin en başından itibaren hukuki ve kurumsal alt yapı üzerinden takip ettik. Biz devlet geleneği olan bir milletiz, bu kabiliyeti hiçbir zaman baskı ve oyunla kaybetmeyen bu konudan bayrağımızı sürekli olarak dalgalandıran büyük bir milletiz” diye konuştu.

Kimsenin Avrupa’dan çözüm beklememesi gerektiğinin altını çizen Bakan Soylu, “Çok uzun yıllardan beri Avrupa’da yükselen İslam düşmanlığı aynı zamanda Türkiye üzerinden şekillenen İslam düşmanlığı,malasef gerçekleri bilenlerinde doğru sözleri söyleyebilme kabiliyetini engellemektedir. Sizle masanın etrafında kısık sesle konuşmaktadırlar. Ama toplumun önüne çıktıkları zaman o toplumu Türk ve İslam düşmanlığına yönlendirdikleri için gerçekleri konuşamamaktadırlar. Eylemleri kendi milletlerini oluşturdukları bu sonuçla örtüşmeye devam etmektedir. Oradan bir ümit söz konusu değildir. İnsanlığa ait bir iyi bir şey yapabilme çıkarımının Avrupa’dan çıkması mümkün değildir. Vizyonunu kaybetmişlerdir. Pandemi, göç enerji ve gıda konusundaki başarısızlıkları tüm problemler arkasındaki acizlikleri Avrupa’ya özgüven kaybı ortaya koymuştur. Siz dünyada ilk kez Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesiyle kurulan genç bir teşkilat olarak her birinizi genç bir göç mühendisi olarak gördüğüm, dünyanın içindeki bu çıkmazı yaşayacağınız yıllar var. İstikametiniz insanlık açısından çözümünüz Avrupa olmasın. Onların istikameti doğru değildir. Sadece saf bir göç meselesiyle uğraşmıyorsunuz, Batı’nın istihbarat oyunlarıyla da uğraşıyorsunuz. Para yolladıkları STÖ’lerin Türkiye ve tarafındaki coğrafyanın hangi kaynakları ayırdıklarını biliyoruz. STÖ’lerin bir bölümümü yasakladık. Burada ajanlık faaliyeti gerçekleştiriyorsunuz. Sadece Afganistan’dan Pakistan’dan, Bangladeş’ten,Yemen’den yola çıkan kendine ait bir gelecek oluşturabilir miyim diye bir çok tehlikeden geçen insanlarla yüzleşmiyoruz. Tam tersi canavar bir batı ile yüzleşiyoruz. Onların bu insanlık meselesi gerçeği ile yüzleşiyoruz” dedi.

Bakan Soylu, Türkiye’nin 3.5 milyon Suriyeli sığınmacısı olduğunu belirterek, Türkiye’nin kendilerine sahip çıkmasını beklediklerini söyledi.

311 bin Türkiye’de tüm ülkelerden uluslararası korumada sığınmacı olduğunu kaydeden Soylu, “3 mil yon 800 binin üzerinde, yaklaşık 4 milyona yakın yabacıya Türkiye ev sahipliği yapıyor. Türkiye’de 1 milyon 350 binin üzerinde ikametli yabancısı var. Bu kadar yabancıyı Türkiye’de toplumsal olayla tahrik etmek isteyenler olmasına rağmen bir düzen içinde karmaşıklıklar olmadan bir anlayış içinde yönetebilmek Türkiye’nin maharetidir. Ellerine her yakaladıkları olayın videosunu çekip Türkiye’deki Suriyeli kardeşlerimizin sabahtan akşama kadar suç işlediği anlayışını ülkeye nakşetmeye çalışan kötücü ruhlar elbette olacaktır çünkü Batı onlara para veriyor. Biz Türkiye’yi aile üzerinden yıkmak için gayret ediyoruz ama yapamıyoruz, bari hiç olmazsa yabancı düşmanlığı gibi bir fitneyi bu milletin içine koymaya çalışalım diye kötücül ruhlarla bu milletin üzerine oyun oynuyorlar. Kaçak göçe müsaade edilmedi, kim suç işlemişse gereği yerine getirildi. İngiltere bir kişiyi bile ülkesine gönderemedi. Son 12 ayda 130 bin kişiyi kendi ülkelerine geri gönderdik. Uluslararası kurallar çerçevesinde bunu yaptık, kimseye eziyet yapmadık. Bunların hepsi büyük operasyonlardır. Kendi siyasi partisinin kongresini yapamayan, belediye otobüslerini çalıştıramayanlar, cenaze arabasını millete ittirtmek zorunda kalanlar dünyanın en kompleks ve karmaşık meselelerinde iflas etmeleri kaçınılmazdır. Türkiye’nin dünyada en becerikli şekilde göç meselesini yönetmektedir” dedi.

Bakan Soylu, her 100 Suriyeliden ancak 1.9’unun asayiş meseleleriyle karşı karşıya kaldığını belirterek, yüzde 98.1’inin bu ülkenin kurallarına uyduğunu ve uymaya devam edeceğini bildirdi.

Yüzde 98.1’i görmeden, yüzde 1.9’luk bir parça üzerinden o insanların karşılaştığı sorunları görmeden yapılan açıklamaları eleştiren Soylu, “12 ayda 130 bin kişiyi kafamıza göre gönderdik. Dünyaya en çok kaçak göçmeni geri gönderen ülke Türkiye’dir. Yanımızın yanımızın yanımızın yanı başına yaklaşan bir ülke yoktur. Kaçak göç mücadelesini dünyada en güçlü şekilde yapan Türkiye’dir. Hem de bunu insani koşullarda yapabilen tek ülkedir. Göçü sınır meselesi olarak görüyorlar. Bizim kitapçıklardan almışlar elektro optik kulelerin ne olduğunu biliyorlarsa adımı değiştiririm, neye faydası olduğunu biliyorlarsa adımı değiştiririm. Sığınmacıların biyometrik kayıtları parmak izleri hepsi alınarak gelmiştir ve defalarca güncellenmiştir. Sıkı bir takip vardır. Türkiye’de yılda 8 bin insan kaçakçısı yakalanıyor bilmiyorlar. Türkiye’deki sayı Avrupa’nın tamamının sayısı kadardır. İstanbul’da iki tane daha geri gönderme merkezi yaptırıyoruz”diye konuştu.

Bakan Soylu, İstanbul’un tamamı 2019’dan itibaren yeni geçici koruma yerleşimine Fatih ve Esenyurt ilçelerinin ikamet izinlerine kapatıldığını bildirdi.
İkamet iznine kapattıktan sonra Fatih’te 74 binden, 50 bine, Esenyurt’ta sayı 145 binden,136 bine düştüğünü kaydeden Bakan Soylu, yurt genelinde yerleşim oranı sorununu yüzde 25’den yüzde 20’ye çektiklerini kaydetti.

Ülke içindeki yabancı teröristlerin tespitiyle ilgili Türkiye’nin önemli bir performans ortaya koyduğunu vurgulayan Bakan Soylu, “ Türkiye’nin bir de şöyle bir talihsizliği var, Türkiye’ye gelen her Amerikan Büyükelçisi, ‘ben Türkiye’de nasıl darbe yaparım, yaptırırım’ telaşı içerisindedir. Bu Türkiye’nin temel bir talihsizliğidir. Her Amerikan Büyükelçisinin ‘Türkiye’de acaba ben ne yaparım, ne yaptırırım ve Türkiye’ye nasıl zarar veririm, babalarıma nasıl yaranırım’ dertleri budur. Türkiye’nin yıllardan beri en önemli talihsizliklerinden bir tanesi budur, hep de bu olmuştur. Diğer büyükelçilerini toplar, fıs fıs fıs, onlara akıl vermeye çalışır. Avrupa’da da aynısını da yapıyorlar ya, onlar idare ediyorlar Avrupa’yı Amerikan büyükelçiliği. Avrupalılar üzülmez bu söze merak etmeyin. Onlar gerçeklerin ne olduğunu biliyorlar. Hakikaten biliyorlar, otururlar dizayn ederler, Türkiye’yi de dizayn edebileceklerini zannediyorlardı ama bir adam oyunlarını bozdu, Recep Tayyip Erdoğan. Onlar Türkiye’yi de böyle zannediyorlardı, oturacaklardı, fıs fıs fıs oyun, tezgah kuracaklar. Amerikan Büyükelçisine buradan söylüyorum, hangi gazetecilere yazı yazdırdığını biliyorum, pis ellerini Türkiye’nin üzerinden çek, çok net söylüyorum, pis ellerini Türkiye’nin üzerinden çek. Neleri yaptırdığınızı, hangi adımları attırdığınızı, Türkiye’yi nasıl karıştırmak istediğinizi net bir şekilde biliyorum. O pis ellerinizi, o maskeli, sırıtan yüzlerinizi Türkiye’nin üzerinden çekiniz. Bu kadar açık”açıklamasını yaptı.

Türkiye’de tespit edilen yabancı teröristleri de ülkelerine gönderdiklerini aktaran Soylu, “Adamı yakalıyoruz, bu senin adamın diyoruz, utanmazlığın bir boyutu da şu, bunu bütün Türkiye bilsin. Adamı kendi ülkesine almamak için vatandaşlıktan çıkartıyorlar. ‘Bu benim vatandaşım değil’ diyorlar. Bir yüzlü değil, iki yüzlü değil, her türlü numarayı ortaya koyuyorlar. Çıplak gerçekleri ortaya koyunca onların Türkiye’deki mümessilleri çok üzülüveriyorlar” diye konuştu.

2016’da bir yabancı savaşçıyı sınır dışı ederken Hollanda ve Belçika’da ilgili makamları uyardıklarını hatırlatan Soylu,” 2011’den bu yana 150 ülkeden 111 bin kişiye ülkeye giriş yasağı koyduk. Çatışma bölgeleriyle irtibatlı olduğu tespit edilen 102 uyruktan 9 bin 319 yabancı terörist savaşçıyı sınır dışı ettik. Biz bu gayreti gösterirken onların tavrı bu kişileri vatandaşlıktan alelacele çıkarıp, meseleyi baştan savmak şeklinde hallederiz anlayışıyla olmuştur. Bugün bize konsolosluk kapatarak akıl vermeye çalışan ülkelerin aslında bu meseledeki yönetim becerisizliklerine bir örnek olması için paylaşmak istedim. Avrupa Birliği ülkelerine bin 126 yabancı terörist gönderdik. Türkiye olarak onlara soruyoruz, ‘Ne yaptınız? Tekrar bunlar yarın Türkiye’ye gelmeye çalışırlar mı ve ya çatışma bölgelerine giderler mi veya Avrupa’da bir şey yaparlar mı? diye. Ödleri patlıyor, kamuoylarına böyle bir şey söyleyecekler diye” dedi.
Göçün dinamik bir süreç olduğunu kaydeden Bakan Soylu, sahayı sürekli takip ettikleri yakın gelecekte göçün küresel düzeyde bitmeyeceğinin ortada olduğunu belirtti.

Kaynak:NormHaber