Ortaca Belediye Başkanı Alim Uzundemir, Ersin Turan ile Dobra Dobra programına katılarak Haber 48'e verdiği röportajda, 4.5 Yıllık görev sürecinde yaptığı icraatlardan bahseden Uzundemir, seçimden sonra Ortaca'nın geleceği için projeleri önemli olduğunu düşündüğü projeleri hazır hale getirdiklerini söyledi. Başkan Uzundemir, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri'nde aday olmak istediğini açıkladı. Uzundemir, 4. kırmızı çizgisinin ne olduğunu bir sonraki Haber48 röportajında söyleyeceğini belirtti.
-Başkanım hatırlıyor musunuz bundan 4-5 ay önce röportaj yapmıştık. Bu röportajda son 4.5 yılı bir değerlendirelim. Çok geçmişe gitmeden bir kaç soruyu gündeme getirmek istiyorum.
Alim Uzundemir Kimdir?
Alim uzundemir fırıncı bir anne ve babanın oğlu milasta doğdum hayatım çalışmakla geçti, esnafım. fırıncı alim olarak biliniyorum. bu makamı bana yakıştırmayanlar oldu
KIRMIZI ÇİZGİM 4'E ÇIKTI
-Vazgeçemeyeceğiniz kırmızı çizgileriniz olduğunu söylemiştiniz. Kırmızı çizgileriniz nedir?
Benim 3 kırmızı çizgim vardı, vatan, bayrak ve kuran. Ama şu günlerde bu kırmızı çizgilerim 4'e çıktı. Söz veriyorum bir sonraki röportajımızda bu 4. kırmızı çizgimi de söyleyeceğim.
PARAYLA HİÇ İŞİ OLMAYAN BİR İNSANIM
-Bundan önceki röportajımızı yapmadan ben de sizi tanımıyordum. Bu soruyu size daha önce de sormuştum, mahalle muhtarlığınız süresince maaşınızın tek kuruşunu evime harcamadım, cebime harcamadım diyordunuz. Ben bunu araştırmıştım, o para garibanın yoksulun yaşlı ihtiyacı olan insanların ihtiyaçlarına faturalarına gidiyordu ve bunu sormuştum. Aynı şey belediye başkanlığınız süresinde de devam ediyor mu?
Bunu söylemek ayıp olur. Ben, parayla hiç işi olmayan bir insanım. Bir yaşlının, bir engellinin, bir amcanın veya bir teyzenin benim için "Allah razı olsun" demesi kadar önemli bir şey yok.
-Vaadsiz bir göreve geldiniz. Göreve geldiğinizde, 'şunları yapalım' diye masaya koyduğunuz projeler vardı ya, daha önce bir Ortacalı olarak, Ortaca'nın noksanı "şu" diye kafanızda belirlemiş miydiniz?
Herkesin var, ben de ortacada yaşayan bir insanım.
-Bunun sıralamasını nasıl yaptınız?
Bir ilçede, bir yerde yaşarken insanların önceliklerini bilebiliyorsunuz. Benim için öncelik yoldu mesela. İkincisi otoparktı, otoparkı çözemedim ama Ortaca'nın 50 yıllık otopark sorununu çözecek altyapıyı yaptım. Çözülecek, çözülmeyecek hiçbir şey yok.
Artık şanssızlık mı diyelim yoksa Ortaca için şans mı diyelim, 2019'da göreve geldikten sonra, pandemiden, depremden, ukrayna-rusya savaşından, ekonomik krizine kadar hepsi o kadar arka arkaya geldi ki ona rağmen ben, bizler, ortaca'da çalışan arkadaşlarımla beraber çok büyük şeyleri başardığımıza inanıyorum. yeterli mi görüyorum? asla hiçbir çalışmayı yeterli görmedim. Daha çok çalışacağız, daha çok proje üreteceğiz, halkıma daha layık bir insan olmaya çalışacağım. Ama bu zor süreçlerde bile yaptığımız şeyin de çok küçümsenmeyeceğini belirtmek isterim.
KAPALI SPOR TESİSİ MEYVESİNİ VERMEYE BAŞLADI
-Kapalı Spor Tesisi'nden (Yüzme Havuzu) bahseder misiniz?
Çok büyük bir proje. Bu binayı yapmaya kalksanız, takriben söylüyorum 100-150 milyon TL civarında bir maliyeti var ve Muğla'nın 13 ilçesinde yok. Hatta, geçtiğimiz günlerde Türkiye şampiyonu çıkarttık buradan ve işte dedim meyvesini vermeye başladı. Derdimiz buydu, çocuklarımızı sosyal hayatla nasıl buluşturabiliriz. Bu konuyla ilgili birçok şey yaptık. Yaptığınız şeyin ilk meyvelerini vermesi insanı gerçekten gururlandırıyor, onda sizin bir elinizin olması, bir emeğinizin olması müthiş bir duygu.
İSTUZU İÇİN ÇOK BÜYÜK MÜCADELELER VERDİK
-Yaptığınız icraatlara sırasıyla devam edelim isterseniz.
Tabi, önce İstuzu'ndan başlayalım, çok büyük mücadeleler vererek aldık. Seçimden önce bazı siyasetçilerin söz vermesine rağmen olmadı. Otluk Koyu'nda sayın Cumhurbaşkanımızla görüştüğümde kendisine durumu izah ettim. Cumhurbaşkanımız, Sayın Murat Kurum Bakanıma telefon açtı, dedi ki "Başkana bu söz verilmiş, hemen verin" dedi. Sağolsun bu görüşmeden sonra İstuzu'nu Ortaca Belediyesi'ne verdiler. Böylelikle, İstuzu ile başlamış olduk.
-İstuzu'nun kara kısmını aldınız değil mi?
İstuzu'nun kara kısmı. Ben deniz tarafını istemiyorum, çünkü buralar bedava verilen yerler değil, kira ile verilen yerler. Deniz tarafının maliyeti çok yüksek. Şöyle yüksek, İstuzu'nun deniz tarafında elektrik yok biliyorsunuz, foseptik ve kanalizasyon yok. Bunların hepsi taşımayla olduğu için bunların hepsi maliyet. Tamamı için ödememiz gereken kira bedeli çok yüksekti, "Bu bedelin yarısını vereyim, kara kısmını verin bana." dedim, kabul ettiler.
Böylece İstuzu ile başladık. Dalyan'da, Kafe Kefal'i yaptık, hem Dalyan Kanalı'nın temizlenmesi hem de örnek olması için elektrikli tekne yaptık. Daha sonra Kral Çay Bahçesi'ni yaptık, kıyı kenar çalışmaları yaptık, Maraş Caddesi ve bazı muhtelif yerlerde büyük parke taşları döşedik, şimdi dağın etrafında parke taşları döşüyoruz.
"DALYAN KANALI'NI DOLDURUYOR" DEDİLER YA DA ÖYLE İNANDIRMAK İSTEDİLER
-Sayın Başkan, Maraş Caddesi projenin 1. Etabıydı. Siz buraya başlarken çok büyük mücadele de verdiniz değil mi?
Halktan çok siyasilerle mücadele ettik. Ama şimdi görünüyor, her kesimden hatta ilçe dışından gelenlerin bile talebini karşılayan bir çay bahçemiz olmuş oldu. Buradaki en büyük sıkıntı "Dalyan Kanalı'nı dolduruyorsunuz" tepkisiydi. Aslında kanalı doldurmadık, kanalın kara kısmından 2 metrelik kısmı alınca bu alan suyla temas etti. Biz toprağı aldığımız yere taş doldurduk, sert zemin oluşturmak için. Tepki gösteren arkadaşlar zannetti ki "kanalı dolduruyorlar" ya da öyle inandırmak isteler vatandaşa. Biz asla kanalı doldurmadık ki biz en az onlar kadar Dalyan'ı seviyoruz, en az onlar kadar belki daha fazla ülkemi seviyorum. Hiçbir zaman ne Dalyanıma ne ülkeme ne Ortacama zarar verecek hiç bir şeye imza atmam.
ORTACA OTOGARI İMARDA İŞ MERKEZİ, O DÖNEMDEKİ YÖNETİCİLER BURAYI SAVUNMAMIŞ
-Sayın Başkan, Dalyan'a devam etmeden önce Ortaca'ya dönüp birkaç şeyi açıklığa kavuşturalım. Daha önce Ortaca Otogar ve pazar yerini alıp hem çok katlı otopark hem büyük bir avm inşaa edip altındaki iş yerlerini de kiraya vereceğiz demiştiniz. İdare kurulu, Ortaca Otogar'ı Muğla Büyükşehir Belediyesi'nden alıp size verdi değil mi? Ne oldu bu projeniz, şu anki durumu nedir?
Büyükşehir yasasıyla birlikte biliyorsunuz otogarlar Büyükşehir'e devredildi. Fakat buranın özel bir durumu var, bunu da sanırım arkadaşlar gözden kaçırdı. Burası fiiliyatta otogar bile olsa imarda bu alan iş merkezi olarak geçiyor. O dönemdeki yönetici arkadaşlar burayı savunmamış, devir tasviye komisyonu da bu alanı Muğla Büyükşehir Belediyesi'ne vermiş. Ortaca Otogar'ın etrafındaki dükkanlar ayrı bir parsel/ada'da kaldığı için Ortaca Belediyesi'nde kalmış. Fakat malesef 2017 yılında, yine o günkü Meclis üyelerinin hepsinin, tamamının oyuyla beraber bu dükkanlar, iş yerleri de Muğla Büyükşehir Belediyesi'ne devredilmiş. Burada, Ortaca Belediyesi'nin müthiş bir gelir kaybı olmuş. Biz bunu incelediğimizde gördük ve Muğla Valiliği Devir Tasviye Komisyonu'na müracatta bulunduk. Komisyon bizim haklı olduğumuzu gördü ve verilen alanı biz geriye aldık. Fakat Ortaca Belediyesi Meclis Kararı ile verilen bazı iş yerleri ve dükkanları geri alamadık. Çünkü, meclis kararıyla verilen yerler ya yine meclis kararıyla ya da mahkeme kararıyla geri alınır. Biz de bu konuyu mahkemeye taşıdık ve o dükkanları, iş yerlerini geri almak için mücadele ediyoruz.
ORTACA'NIN 50 YILLIK OTOPARK SORUNUNU ÇÖZECEK
Buradaki derdimiz Ortaca'nın en az 50 yıllık otopark sorununu çözmek. Bunun için gerekli alt yapıyı hazırladığımızı düşünüyorum. Otogar ile pazar yerini birleştirirsek ortalama 20 dönümlük alan ortaya çıkıyor. Bütçeye bağlı olarak biz bu alanın altını 2 kat kazabilirsek Ortaca'nın 50 yıllık bir otopark ihtiyacını karşılamış olacağını düşünüyorum. Üzerine de, o dönemki hangi Belediye Başkanı olur bilemiyorum ama güzel kira getirisi olan işletmeler yapılabilir.
TÜRKİYE'DEKİ BELEDİYECİLİK "VAR OLANLA İDARE ETMEK"
Türkiye'deki belediyecilik anlayışında ben şunu görüyorum; malesef Belediye Başkanları Belediyelerin gelirini arttıracak uygulamalarda bulunmamış, var olan parayla idare etmeye çalışmışlar. Geriye dönüp baktığınızda bu durumu görebiliyorsunuz. Eskiden Büyükşehir yasası olmadan önce, Ortaca Belediyesi veya diğer ilçe belediyelerinin gelirleri iyiydi. Otogar, hal, su gibi gelirler vardı. Bu gelirler olmasına rağmen, İller Bankası'ndan gelen payımız Büyükşehir Belediyesi tarafından kesilmemiş olmasına rağmen o dönemki ağabeylerimiz, başkanlarımız belediyeye ait arsaları satarak çok maaş ödediler. Geriye dönüp baktığım zaman "niye" diyorum. Çünkü bu arsaları satmaya gerek yoktu. Su, hal ve otogardan gelen para, İller Bankası'ndan gelen para hatta İller Bankası'ndan Büyükşehir'in kestiği yüzde 30'luk pay bizde olsaydı, ben "ben bu parayı nereye koyayım" diye düşünürdüm. Niye biz bu durumdayken arsa satmışız? İşte bu da gösteriyor ki, tasaruflu yönetim yok, öylesine gitmiş. Bu gelirler varken biz bir de üstüne gelir arttırıcı işler yapsaymışız, şu anda Ortaca Belediyesi üst yönetimden yani hükümetten herhangi bir destek almadan yollarını, parkları, alt ve üst yapı yatırımlarını yapabilirdi. Biz hala Büyükşehir Yasası ile gelirlerimiz azalmış olsa da bunu yapmaya çalışıyoruz.
İLLER BANKASI'NIN ORTACA'YA AYIRDIĞI BÜTÇEDEN BÜYÜKŞEHİR'İN KESTİĞİ PAY 62 MİLYON TL
Sadece 2022 yılında, İller Bankası'nın Ortaca Belediyesi'ne ayırmış olduğu bütçeden Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin yüzde 30'luk kesinti ile almış olduğu pay 62 milyon TL. Yani Büyükşehir olmasaydı, İller Bankası'ndan almış olduğumuz para 62 milyon TL daha fazla olacaktı. Bunun yanına su, hal, otogar gibi Büyükşehir'e geçen diğer gelirleri de koyarsanız ortalama 120 milyon TL gibi bir rakam çıkıyor. Bunun karşılığında da halkımızın Büyükşehir'den hizmet beklemesinin normal olduğunu düşünüyorum.
BÜYÜKŞEHİR'İN ORTACA'DA YAPTIĞI HİÇBİR ŞEY YOK
-Başkan olarak değil de bir gözlemci olarak, Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin Ortaca'ya hakkını verecek bir yatırım, hizmet yaptığını görüyor musunuz? Ya da sizi yalnız bıraktığını düşünüyor musunuz?
İnanın şu anda ben burda bir Başkan olarak bulunmuyorum, ben karşınızda başkanlık sıfatından ayrılmış bir vatandaş olarak oturuyorum. Ortaca'nın eksikliklerini, fazlalıklarını her şeyini bildiğim için oturuyorum.
Maalesef benim sizin bu sorunuza cevap verip vermemem çok önemli değil, vatandaş görüyor zaten. Büyükşehir'in burada yaptığı hiçbir şey yok. En büyük sorunumuz içme suyu, kanalizasyon. Bunların daha tamiratını yapamıyor Büyükşehir. Bizse bu alt yapıların değişmesini bekliyoruz. Çünkü suyun basıncını arttırdığımız anda borular patlamaya başlıyor. Suyun basıncı arttırmadığınız zaman 2. - 3. katlara su çıkmıyor. Artı yaptığımız yollar var, her gün 2-3 yerde boru patlıyor, yaptığımız yollar yama yama yama yamalı bohça gibi oldu. Hatta parke taşlarını döşerken yağmur suyuyla birlikte çalışıyorum. Hiç olmazsa ondan dolayı bir daha kazılmasın diye. Aslında orada da suç işliyorum. Çünkü Büyükşehir Yasası ile bizim gibi küçük belediyelerin yer altına para aktarma, bütçe aktarma şansları yok. Bir daha yol kazılmasın diye ben bunu bile bile yapıyorum, milli servet bu. İleride mahkemeye çıkabilirim.
BÜYÜKŞEHİR ALTYAPIYI YAPMADIĞI İÇİN SICAK ASFALT YAPAMIYORUZ
-Hastane yolunda bir yerde boru geçirilecekti, şu gün geçireceğiz deyip sizi uzun süre aksatmışlardı galiba değil mi?
Aslında bizi aksatmadılar, vatandaşı aksattılar. Biz 2 yıl önce Büyükşehir'e yazımızı yazmışız. Demişiz ki "Bizim burada yol çalışmamız var. Herhangi bir çalışmanız varsa bunu yapmanızı istiyoruz." diye. Aynı şey şu an Ortaca Stadyumu'nun arkasındaki İstiklal Caddesi için geçerli. Geldiğimizden bu yana biz buraya sıcak asfalt yapacağız, yapamıyoruz. Neden? Büyükşehir Belediyesi altyapıyı yapmıyor. Yazıyoruz, buranın altyapısını yapın biz sıcak asfalt geçeceğiz diye, "Bütçe yok, yol yok, şu yok, bu yok" diyorlar. Aynı şekilde Ortaca'da Cengiz Topel ile Şerifnaz Başoğlu Caddesi var, en işlek eski caddelerimiz. Buranın da sokak sağlıklaştırılmasını yapacağım yine yapamıyoruz. Niye, sürekli su boruları patlıyor. Bu konuda da Büyükşehir'e defalarca yazdık.
DALYAN PAZARYERİ PROJESİNE BİR ŞEKİLDE BAŞLAYACAĞIZ
Benim, Dalyanlılara, kendime verdiğim bir sözüm vardı, Pazaryeri. Biz başa geldiğimizden beri o kadar çok şey yaşandı ki. Biz göreve geldiğimizde metrekaresini 30 TL'ye döşediğimiz parke taşı 300 TL oldu.
Dalyan Pazaryeri'nin projesine toplam maliyet 4 milyon TL'yken başladık. O süreçte global bir kriz oldu, proje bittiğinde 30 küsur milyon TL'ye ihaleye çıkacaktık ama ihaleye giren olmadı. Biz tekrar ihaleye girdik, 30 küsur milyon TL'lik teklifi o zaman verdiler. O kadar yüksek teklif gelince biz geri çektik ihaleyi. Dedik ki projeyi değiştirelim. Çünkü bizim bu bütçelerle, parayla bu projeyi yapma şansımız yoktu. Şimdi revize edilen 2. projemiz bitmek üzere ve bittiği zaman ben buraya başlayacağım. İhaleye çıkacağız, uygun teklif gelmez veya ihaleye katılan olmazsa en son pazar üsulü yapıyorsunuz zaten. Biz burayı bir şekilde başlayacağız.
BU DÖNEM ÇIRAKLIĞIMDI, 2024 YEREL SEÇİMLERİNDE...
Benim yapmak istediğim çok şey var ama görüyorsunuz dünyada da büyük bir kriz var. İnşallah bu krizleri aşacağız. Bir de Belediyeciliğin ilk dönemi insanın gerçekten acemilik dönemi oluyor. Tüm eski belediyeci arkadaşların da söylediği gibi ilk 2-3 yıl zaten bir alışma ve öğrenme süreci olarak geçiyor. Bu dönem çıraklığımdı inşallah 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri'nde vatandaşımız teveccüh gösterirse...
GENEL BAŞKAN UYGUN GÖRÜR, SAĞLIĞIM YERİNDE OLURSA ADAY OLMAK İSTİYORUM
-Sayın Başkan, "Çıraklık" dediniz o zaman ben bu soruyu soracağım. Aday mısınız?
Genel Başkanım uygun görür, sağlığım da yerinde olursa aday olmak isterim. Neden isterim? Asla makam şeyim yok, zaten aşağıda oturuyorum. Bir baba düşünün iş yerini belli bir yere getirmiş. Oğlan da çok yaramaz, acaba bu işi götürebilir mi diye düşünüyorsun, sonra teslim edemiyorsun. Birgün mecbur teslim edeceksin ama önce bir yere getirmek istiyorsun. Sen gittiğin zaman bu iş, tekerlek dönmeye başlamalı. "Çıraklığı bitirdim." diyorum.
-Sayın Başkan, size "Ya Alim Uzundemir ne anlar Başkanlıktan, ne yapacak?" diyen o kesimin, insanların içinde ve başka partilerde de görev almış, başka partilere gönül vermiş kişiler arasında "Bravo çok iyi çalışıyor, ben oy vereceğim." diyenlere de rastlıyorum. Hatta biri de demiş ki "Alim'in kendi başına şu an 3 bin getirisi var." diyen de var.
İnşallah. Halkımın gönlünü alabildiysem mutluyum, kazanmasam da önemli değil. Ama hakkaten de hizmet etmek istiyorum, kendimi hizmetkar gibi görüyorum, halkım ne derse onu yapmaya çalışıyorum, herkesi dinlemeye çalışıyorum, en ufak sorunları bile çözüyorum.
4.5 YILDA ANKARA'YA 200'ÜN ÜZERİNDE ZİYARET
-Sayın Başkan, Muğla'da Cumhur İttifakı belediyeleri arasında en fazla Ankara'ya giden sizsiniz.
Diğer arkadaşları saymadım ama 4.5 yılda arabayla aşa yukarı 170-180 bin km yol yapmışım. Uçakla gittiklerim hariç. Bunu mesafeye böldüğünüz zaman 200'ün üzerine Ankara ziyareti yapıyor.
ANKARA'DA İSTEDİĞİMİZİ ALAMASAK BİLE MUTLU HABERLE AYRILDIK
-Ankara ziyaretlerinizden hiç boş dönmediniz değil mi Başkan?
'Kırk gün taban eti, bir gün av eti' derler ya, hiç boş dönmedik desek yalan olur ama bir şey almasak da mutlu haberlerle döndük.
-Sayın Başkan, Dalyan'da başlattığınız proje 4 etaptan oluşuyordu ve 1. etap bitti. 2. etap hakkında bilgi verir misiniz?
Aslında 2. etap Kral'ın devamıydı ama dedik ki "2. etabı Kral'ın devamı yaparsak tekneleri nereye koyacağız?". Bu yüzden iskeleyi 2. etap olarak belirledik.
ATATÜRK'ÜN SAMSUN'DAKİ ATLI HEYKELİNİ HEM DALYAN'A HEM ORTACA'YA DİKECEĞİM
-Cumhuriyet meydanının düzenlemesi ve Samsun'daki Atatürk heykelini oraya dikeceğim demiştiniz.
Dalyan'daki Cumhuriyet Meydanı düzenlemesi ve Samsundaki atlı Atatürk heykelini işi de 2. etaba dahil. 2. Etap bu çalışmaları da kapsıyor. Cumhuriyet Meydanı haricinde aynı heykeli Ortaca'daki mevcut Atatürk heykelinin yerine de istiyorum. Ne bileyim, bu beni etkiliyor.
ATATÜRK, ÖMRÜNÜ, CANINI TÜRK MİLLETİ İÇİN, BU VATAN İÇİN ADADI
-Sayın Başkan, Atatürk sevdası sizde çok fazla var gibime geliyor. Bu tabiki normal bir şey ama...
Zaten Atatürk sevdamın olmaması anormal bir şey, olması güzel. Ama üzüldüğüm "Atatürk sevdalısıyım" diye geçinen kişilerin Atatürk ile ilgili bir bilgilerinin olmaması. Atatürk düşmanlarının da Atatürk ile ilgili bir bilgisinin olmaması. Şimdi şöyle düşün, Atatürk 57 yaşında vefat ediyor, yani benim yaşım. Rahmetli Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı'nın subayıydı. Osmanlı dağılmış bitmiş. Kendini düşünen bir subay olsaydım ben "Ya arkadaş ülke bitti, tek başıma ben mi kurtarıcam? Nasılsa maaşımı da verirler benim." der bir kenarda otururdum. İsmet İnönü'nün dediği gibi, İsmet İnönü yazıyor hatıratlarında rahat rahat biliyorsun, Mustafa Kemal "Samsuna çıkacağım" dediğinde "Yok, ben gitmeyeceğim" demiş. Ben demiş emekli olacağım, bir çiftlik alıp köy hayatı yaşayacağım demiş. Öyle dememiş Mustafa Kemal Atatürk, makam mevki dememiş, rahatını düşünmemiş, gencecik yaşlarda ne anasını görmüş, ne evlilik görmüş doğru dürüst, tamamen kendini vatana hibe etmiş, tüm canını vermiş. Cumhuriyeti ona borçluyuz ama şimdi bu adam hiçbir şey yapmamış olsa bile sevilmez mi ya? Ömrünü, Türk Milleti için bu vatan için adıyorsun...
KİTAP OKUMAK BENİM İÇİN BİR AŞK, SU, HAVA GİBİ İHTİYAÇ
-Sayın Başkan, Allah gecinden versin ama sizin bir hatane süreciniz vardı. Bu süreçte kitap okuyordunuz orada, ben de şaşırdım. Başkan çok kitap okur dediler. Ben sizin bu yanınızı bilmiyordum, belki insanların birçoğu da bilmiyor. Sizi tanıyanlar Alim Uzundemir kitap hastası, kitap aşığı diyorlar.
Ersin Bey, aşayı yukarı aramızda 5-10 yaş var. Bizim çocukluğumuzda Tommiks Texas vardı. Biz oradan başladık, askerden sonra tarihe çok merak sardım. Askerde Şırnak'ta görev yaptım, vatanın ne kadar değerli olduğunu orada çok iyi anladım. Sonra yakın tarihe merak sardım, zamanla okurken bu artık hastalık safhasına geldi. Gece 12-1'de eve gitsem 1-1.5 saat kitap okumadan uyuyamıyorum. Yani bir aşk gibi, bir su gibi, bir hava gibi ihtiyaç. Geçtiğimiz gün hesaplattım, 40 günde 5 kişilik kitap okumuşum. Çünkü ben kitap okurken hem notlar alırım hem de tarihini yazarım. Çok etkilendiysem o kitaptan, üzerine "Evlatlarım, çocuklarım muhakkak bu kitabı okuyun." yazarım, bazılarına "Okusanız da olur okumasanız da." yazarım ama etkisinde kaldıklarıma "Muhakkak okuyun" yazarım.
DALYAN'DA 800 METRELİK İSKELENİN YARISI BİTTİ
-Sayın Başkan, Dalyan'daki projeye geri dönelim.
2. Etap dediğimiz iskelenin yarı kısmını olan 400 metrekaresini bitirdik, ikinci 400 metrekarelik kısmına başlayacağız. Buraya 800 metre iskele yaptığımızda, tüm tekneleri buraya çekeceğiz. Sonrasında düzenlemeye devam edeceğiz. Şu ana kadar yapılan düzenleme "Sevgi Yolu"na kadar devam edecek. Bu düzenlemeye Cami etrafı da dahil. Bu çalışmalar bittiğinde Dalyanlıların ve Dalyan'a misafir olarak gelen tüm vatandaşlarımızın zevkle gezebileceği bir Dalyan oluşturmuş olacağız. Ayrıca tekne kirliliği de ortadan kalkmış, insanlar suyu görmüş olacak. Otobüs durağı gibi, taksi durağı gibi iskeleler olacak, her iskelede 10-15 tekne bekleyecek ve müşteri geldikçe kalkan teknenin yerine ileriden yeni tekne gelecek. Önceden burası tekneden görünmüyordu, şimdi bu görüntü ortadan kalkınca güzel bir görüntü ortaya çıktı.
KAPALI DEVRE TURİZM SİSTEMİ DEVAM ETTİĞİ SÜRECE ESNAF PAY ALAMAZ
-Sayın Başkan, sizce Dalyan turizmde hak ettiği yerde mi?
Bu sadece Ortaca veya Dalyan meselesi değil. Kapalı devre turizm sistemi devam ettiği sürece esnafımızın turizmden pay alamayacağını düşünüyorum. Hatta, Dalyan için mikro olarak ne yapabilirim diye düşündüğümde şu an devam eden projeyi hayata geçirdim. Dalyan'daki Jandarma Karakolu'nun bulunduğu yer bize daha yeni geçti. Buraya bir kamplumbağa hastanesi yapmayı düşünüyoruz. Karşısındaki taş binayı da salon yapacağız. Bu proje de, "Kamplumbağa hastanesini buraya getirebilirsek ve bu sayede turisti otobüsten indiğinde içeriye doğru, kaplumbağa hastanesine doğru esnafların önünden yürütebilirsek turiste para harcatabilir miyiz?" amacıyla başladı.
Turistin parasını almamız lazım, onlara para harcatmamız lazım. Buraya gelen turist tekne esnafından başka kimseye bir yarar sağlamıyor. Biz bunu değiştirmek istiyoruz. Buradaki insanlar 4-5 ay çalışıp 12 ay geçinmeye çalışıyor. Vatandaşımızın bu sirkülasyonu kırıp 12 ay geçinebileceği parayı kazanması gerektiğini düşünüyorum.
PROJE HAZIRLIĞI 2-3 YIL, BEN BİRÇOĞUNU HAZIRLADIM, YENİ GELEN...
-Sayın Başkan, "Çıraklık" döneminiz bitti, "Ustalık" döneminize geçmek istediğinizi söylediniz. Önümüzde yerel seçimler var, katıldınız ve kazandınız diyelim yeni 5 yıllık görev sürenizde ne yaparsınız?
Birçok projeyi yaptım ve hazırladım. Biz kazansak da kazanmasak da bu fikirleri proje olarak raflarımıza koyduk. Yeni gelen Belediye Başkanı veya biz, hangi projeyi istiyorsa alıp yapabilir. Proje çok önemli, proje yoksa önce projeye başlıyorsunuz sadece 2-3 yıl projeyi hazırlamak sürüyor.
Şu an devam eden projelerim var. Ortaca'da yeni gençlik merkezi projesine başladık. Okul bahçelerine yapılacak toplam 8 adet halı saha'nın yapımına başladık. Yine biliyorsunuz, Dalyan Kanalı bizim değil Büyükşehir'in yetkisindeydi ve burayı da Ortaca Belediyesi'ne aldık. Bunun gibi daha çok projemiz var. Sarıgerme'de içinde kütüphanesi olan Eren Bülbül Parkı yaptık ama daha açılışını yapamadık. Hani deve kuşu kocaman yumurta yapıyor hiç haber etmiyor ama tavuk küçücük yumurta yapıyor bütün mahalleye duyuruyor ya... O yüzden kendimi deve kuşu gibi hissediyorum. Çok şey yaptığımıza inanıyorum ama anlatımda yokuz, bunu da görüyorum.
KÖYLÜ PAZAR YERİ'NİN ÜSTÜNÜ KAPATACAĞIZ
Çok şey yaptık ve bunları halkımız görecek. Mesela en büyük şeylerden bir tanesi, sebze pazar yerinde şahsa ait boş bir alan vardı burayı Ortaca Belediyesi'ne kazandırıp pazar yerini büyütmekti. Aslında bu rahmetli Salih ağabeyin projesiydi ama bizden önceki Belediye Başkanı ağabeyimiz, kardeşimiz, arkadaşımız burayı almamış veya alamamıştı. Biz burayı satın aldık ve şimdi alanın üstünü yapacağız. Köylü pazar yeri yağmurun altında ıslanmayacak.
KARADONLAR'DA 43 DÖNÜM TOPLU KONUT ALANI SATIN ALDIK
Bunun arkasından Karadonlar'da 43 dönüm toplu konut alanı aldık tapusuyla. Yarın toplu konut yapmak isteseniz, Ortaca Belediyesi'nin 43 dönüm tapulu alanı var. Bunların hepsi katma değer getirecek şeyler. Belediye'nin yıllarını, geleceğini satın alma projesi bu.
Ben size burda yaptığımız bir çok projeyi anlatayım insanlar da okusun ama önemli olan yapılan bu projelerin kaynağını bulmak.
4.5 YILLIK GÖREV SÜRESİNCE, 4 DÖNÜME YAKIN YOL KAMULAŞTIRDIK
Biz göreve geldikten sonra 4 dönüme yakın yol kamulaştırmışız. Zamanında yol açılmış fakat tapusu vatandaşın üzerinde kalmış. Şimdi vatandaş diyor ki, "Yolu benim tapumda açmışsın ya parasını ver ya da yolu kapatıyorum.". Vatandaş mağdur olmasın diye 4 dönüme yakın yol satın aldık ve bu süreçte 10 milyon TL'ye yakın para ödedik. Bunların hepsi bütçe, kendi cebimden ödemedim Belediye'nin parası ama bu paraları toplamak önemli. Bunlar bizim ön görmediğimiz giderler ve bunlar da olmazsa olmazlarımız. Siz bu giderleri ödemeyip, konferans salonu yapayım diyemezsiniz.
Benim burada çok önemsediğim, üzerinde çok çalıştığım projelerim var ve bunların projeleri bitmiş durumda.
SARIGERME'YE MİLLET BAHÇESİ
Sarıgerme'de Millet Bahçesi, bunun projesi bitti. Geçen hafta Ankara'daydım, sayın bakanımız değişti Özhaseki Bey oldu. Ancak Özhaseki Bey başka yere gitmiş buluşamadık. Bu proje Özhaseki Bey'in masasında, onaylanıp imzalanırsa bütçe içerisine dahil edilecek ve ödeme alacak.
Dalyan Kapalı Pazar Yeri projesi, şu an bu proje de Ankara'da.
"SAYIN BAKANIM BELEDİYE HİZMET BİNASI SÖZÜ VARDI" DİYEMEZDİM
Belediye Hizmet Binası, bu proje de olacaktı ama deprem felaketi meydana geldi. Milyonlarca insan can çekişirken ben de gidip "Sayın Bakanım bize Belediye Hizmet Binası sözü verilmişti..." diyemezdim. Onun için biraz zaman geçmesi için bu proje için de bekledim.
RADAR TEPESİ'NE YAMAÇ PARAŞÜTÜ TESİSİ YAPACAĞIZ
En çok önemsediğim projelerden bir tanesi de Radar Tepesi'ne yapmak istediğim Yamaç Paraşütü Tesisi. Bu projenin de Milli Savunma Bakanlığı'ndan izinlerini aldım. Bu projeyi göreve geldiğim günden beri yapmak istiyorum aslında. Geçtiğimiz yıl Fethiye'den uzman arkadaşı getirdim, Radar Tepesi'nden 4 kez atlayış gerçekleştirildi. Bu atlayışların videosunu ve fotoğraflarını çektirerek, Bakan Bey'e sundum. "Bu şekilde bir yerimiz var ve ben buraya yamaç paraşütü tesisi yaptırmak istiyorum." dedim. Babadağ kadar yüksek değil ama Dalyan Deltası ve manzarası çok güzel, çok beğendiler. Burası Dünya harikası bir yer ve herkesin burayı görmesini, bu güzelliği paylaşmasını istiyorum. Ama Dalyan'ı yıpratmadan.
Yakın zamanda 4 adet tenis kortunun yapımına başlanacak. Bir tanesi Karaburun tarafında Ayder okulunun oraya yapılacak. İşte en büyük sıkıntılardan bir tanesi bu, arazi sıkıntımız var bizim. İstediğiniz her şeyi parayı da bulsanız yapamıyorsunuz, arazi yok. Araziyi buluyorsunuz, para yok. Vizyonunuz var, projeniz var ama para yoksa, yeriniz yoksa hiçbir anlamı yok.
Eski Tariş Pamuk Deposu'nun olduğu yeri Konferans Salonu için restorasyon yaptırıyoruz. Çünkü eğer Dalyan'da konferans salonu yapabilirsek, kış turizmi için bir hareketlilik yaratabileceğimizi düşünüyoruz.
BÜYÜKŞEHİR YASASININ DEĞİŞMESİ LAZIM
Az önce bahsettiğim gibi, Ortaca Otogar ve Giyim Pazar Yeri'ni birleştirip katlı otopark ve avm yaptırmak istiyorum ama bu projenin maliyeti çok büyük. Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılması gerekiyor. Malesef, Büyükşehir olan yerlerde küçük belediyelerin (ilçe) yap-işlet-devret modeliyle yapabileceği anlaşmalarda verebileceği işletme süresi en fazla 10 yıl. Böyle bir yatırıma hiçbir iş insanı 10 yıllığına girmiyor. Onun için, bu yasanın iyileştirilmesi lazım. Bunu da bakanlarımıza ilettik, yasanın revize edilmesi gerektiğini anlattık.
En çok uğraştığımız projeler arasında Okçular İmar Planı var, göreve geldiğimden bu yana uğraşıyorum. Çıkan tüm problemleri çözmüştük malesef Muğla Büyükşehir Belediyesi yürütmeyi durdurma kararı aldı. Mahkeme kararıyla projeyi iptal etti şu anda. Şu an mahkeme sürecinde ve Okçular projesi malesef öylece duruyor.
Daha önce de bahsettiğim Dalyan Balık Hali olmazsa olmazlarımızdan olacak.
UYGUN YERİ OLAN HER MAHALLEMİZE DÜĞÜN SALONU YAPIYORUZ
Köylerimize düğün salonu projemiz var ve toplam 4 adet yapılacak. Düğün salonu yapılacak olan yerler Osmaniye, Tepearası, Yeşilyurt ve Dereköy. Bazı mahallelerdeki arkadaşlar "Bizim niye düğün salonumuz yok?" diyebilir. Tüm mahalleleri taradık yer bulabildiğimiz yerlere düğün salonlarını yaptık. Eğer yer bulabilseydim şu an düğün salonu olmayan mahallelerimize yapardım. Hatta Eskiköy'ün yeri yoktu, Orman'dan yer kiralayıp tahsisini aldım. Onun da yakında ihalesine çıkıp başlatacağız.
MASTER PLANLARIMIZ VAR
Şu ana kadar konuştuğumuz projelerimizin maksadı vatandaşlarımıza nefes aldırmaktı. Bizim bir de "Master Plan" dediğimiz projelerimiz var. Okullarımız bölgelerimiz çok sıkıştı. Ya okulumuz yok yeterince ya mevcut okullarımız çok değerli arsalarda kaldı ya da çocuklarımızın gelip giderken zorluk çektiği alanlarda kaldı. Bunun için Orman Bakanlığı'na yazı yazdık ve 200 dönüm arazi tahsis ettik. Dalaman yolu üzeri üzerinde 'Acarlar' dediğimiz bölgedeki orman vasfını yitirmiş dağda 600 dönüm yer belirledik, bunun bir kısmını Adliye Binası, bir kımısını alt-üst şeklinde okul, bir kımını Emniyet Binası olarak seçtik. Bakanlıkla görüşmelerimiz başladı, burayı tahsis edebilirsek buraya da bütçe ayırtmamız lazım. Benim şahsi fikrim, Cengiz Topel ve Anadolu lisesinin olduğu yerler TOKİ'ye verilerek, seçilen alana o günkü değerine göre 10-15 tane okul yapılabilir. Böylelikle Ortaca'nın okul sorunu çözülür diye düşünüyorum.
ORTACA'DA NİTELİKLİ EĞİTİM LİSEYE KADAR, NİTELİKLİ LİSEMİZ YOK
Biliyorsunuz Ortaca eğitim yönünden Ortaokul son sınıfa kadar en başarılı ilçelerden biri. Bu süreçten sonra Ortaca'da eğitim kalitesi düşüyor. Neden? Ortaca'da nitelikli bir lise olmadığı için. Ortaokul'u bitiren öğrencilerimiz LGS'ye girerek başka ilçelerdeki liselere gidiyor. Onun için bu 200 dönümlük yer çok önemli. Eğer biz buraya nitelikli Fen Lisesi, Teknoloji Lisesi gibi liseler açtırabilirsek eğitimimizin çok daha yükseleceğini düşünüyorum.
DAL-BEL'İN YILLIK GELİRİNİ 6 MİLYON TL'DEN 70 MİLYON TL'YE ÇIKARTTIK
-Sayın Başkan, Dal-Bel Ortaca Belediyesi'nin kuruluşu. Birçok personeliniz de buradan geliyor. Buraya personel alırken neye dikkat ediyorsunuz?
Buraya çok başvuru olmuyor zaten, çok da seçme şansımız olmuyor bazen. Yaşa, diksiyona, duruşa, becerisine bakıyoruz yani bir garson için neye dikkat ediliyorsa ona dikkat ediyoruz. Dalyan'da yaşayan biri başvurursa ona öncelik veriyoruz, eğer Dalyan'daki ihtiyacımızdan fazla bir başvuru gelirse buradaki başvuruları farklı yerde değerlendiriyoruz.
-Sayın Başkan, Dal-Bel çatısı altında kaç çalışanınız var?
Dal-Bel'de şu an 300'ün üzerine çalışanımız var. Göreve geldikten sonra Dal-Bel'de de çok büyük şeyler yaptık. 2019'da bir yıllık geliri 6 milyon TL olan Dal-Bel'in şu an bir yıllık geliri 70 milyon TL'ye çıktı.
-Sayın Başkan, Ortaca halkına ne söylemek istersiniz?
Samimiyetime inanmalarını istiyorum. İnanın, Belediye Başkanlığı, makam, mevki hiç umrumda değil. Ben sizlere hizmet etmek, Ortaca'ya bir eser bırakmak istiyorum.
SPOR TESİSLERİNİ KULLANAN ÇOCUKLARIMIZIN BURADAN ÜCRETSİZ FAYDALAMANSINI SAĞLADIK
-Sayın Başkan, sokakta gezerken ne hissediyorsunuz?
Ben çocukluğumdan beri Ortaca'da yaşıyorum ve çocukluğumdan beri hiç dokunulmayan yolların parke olduğunu, mesire alanlarının güzelleştiğini, yüzme havuzu, futbol sahalarını, çocuk parklarını gördükçe çok mutlu oluyorum. Geçtiğimiz günlerde, çocuk parkına kontrole gittiğimde çocukların hepsi "amca, amca" diye ayaklarıma sarıldı. Dünyanın en güzel mutluluğu bu. Allah beni böyle yaratmış ben çocukları çok seviyorum bir de yaşlıları görünce duygulanıyorum. Gelecek çocuklara emanet ya onları teknolojiden uzak tutup gerçek hayatı öğrensinler istiyorum. Şuraya baktığım zaman onların o hayatı yaşamadığını görünce çok üzülüyorum. Zaten çoğu çalışmalar da bunun üzerine. Biz göreve geldiğimizde, 70 kadar kız çocuğumuz kendilerine antrenör tutmuş Ortaca'daki Kapalı Spor Salonu'na 220 lira aidat ödeyip voleybol antrenmanı yapıyorlarmış. Biz konuştuk, sağolsun İlçe Spor Müdürü spor salonu için ücret almayacaklarını söyledi, biz de Ortaca Belediyesi olarak antrenörün ücretini üstlendik, sağolsun antrenör arkadaş da çok cüzi bir rakam söyledi. Biz de çocuklara dedik ki bedava antrenman yapın. Şu an 250 kız çocuğumuz var. Aynı şeyi futbol altyapıda yaptık, 100-150 lira aidat ödüyorlarmış onu da kaldırdık ve şu an 500'e yakın çocuk var futbol oynayan.
ORTACA BELEDİYESPOR'U BAL LİGİ'NE BEN DÜŞÜRMEDİM KULÜP YÖNETİMİ DÜŞÜRDÜ
Bunlara rağmen nedense kahvehane sohbetiyle eleştiriyor insanlar. İşte, "Alim, Bal Ligi'ne düşürdü." diyorlar. Benim Bal Ligi'ne düşürme yetkim yok, Bal Ligi'ne düşüren, kulüp yöneticileridir. Ama ben Bal Ligi'ne düşmesini istiyordum, neden? Bundan iki yıl önce Ortaca 11'inde oynayan 3 tane adam say desem, kimse sayamaz, hepsi yabancı çünkü. Şimdi neden biz Ortaca'nın 7-8 milyon TL parasını buraya yatıralım? Ben hep bunu savundum ama Bal Ligi'ne düşüren ben miydim? Benim böyle bir gücüm, yetkim yok. Ama istiyor muydum, istiyordum.
Şu an kapalı spor salonumuz var ve çocuklarımız ücretsiz yararlanıyor, çok cüzi rakamlı yüzme havuzumuz var yine çocuklarımız faydalanıyorlar, halı sahada futbol oynayan 400-500 öğrencimiz var. Bunların yeterince kullanılmasını sağlamamız lazım.
SPOR TESİSLERİ ÖZELLİKLE DEVREDİLDİ, DEVLET'TE 35 TL, BELEDİYE'DE KALSA 1000 TL OLACAKTI
-Sayın Başkan, yüzme havuzu, kapalı spor kompleksi gibi binalar İlçe Spor Müdürlüğü'ne devredildi...
Özellikle devredildi. Esas olan bu yapıları insanların kullanıma sunmak. Ben bunların fizibilite çalışmasını yaptığımda, o günler için sadece yüzme havuzunun aylık 500-600 TL gideri vardı. Bu hesapla, para kazanmak için değil sadece yüzme havuzunun dönmesi için benim burayı kullananlardan aylık kişi başı 1000 TL para almam lazımdı. Devlet'te öyle değil, devlet bunları kendi içinde sübvanse edebiliyor. Şu an yüzme havuzunun aylık 35 TL gibi bir aidatı var, bende olsaydı 1000 TL olacaktı.
Buradaki derdimiz ne? Fakirinden zenginine, varlıklısından yoksuluna herkes buradan yararlanabilecek. Burası Belediye'de kalsaydı ve ben 1000 TL yapsaydım ne olacaktı? Sadece annesi babası varlıklı olan çocuklar gelecekti. O zaman ne olacaktı, ihtiyacı olan çocuklar kullanamadıktan sonra bizim yaptıklarımızın ne anlamı kalacaktı?
4.5 YILDA 800 BİN METREKARE PARKE TAŞI DÖŞEDİM
Ben, Ortaca'ya çok büyük hizmetler vermeye çalışıyorum, halkımız bana inansın, güvensin. Gerçekten çok zor bir 4.5 yıl atlattık. Siyasi olarak, ekonomik olarak, iç mesele olarak çok çok zor dönemler atlattık. Müthiş bir borçla aldık Ortaca Belediyesini. Borçları ödedik, yatırım yaptık ve şu anda 800 bin metrekareye yakın parke taşı döşemişim ve bu çok büyük bir rakam. Yıl sonuna kadar bu rakamı 1 milyon metrekareye çıkarabilirsem, görev sürem boyunca yılda 200 bin metrekare parke taşı döşemiş olacağım. Önceki dönemlerin yıllık ortalaması 9-10 bin metrekare yani ben benden önceki başkanların 20 katı parke taşı döşemiş olacağım.
Dediğim gibi projelerim devam edecek, şu an 8 tane futbol sahası ve içerisinde tiyatro salonu da olan bir gençlik merkezi yapıyoruz. Tüm yatırımımız, Ortaca halkına ve gençlerimize.
EVDE YEMEK YAPAMAYACAK DURUMDA OLANLARA YEMEK HİZMETİ
Evde yemek yapamayacak durumda olan yaşlılarımıza Belediye olarak yemek yapıp evlerine kadar götürüyoruz. Bu 3-5 aylık değil var olduğumuz sürece sürecek. Bu konuda da Kaymakam Hanıma teşekkür ediyorum, ilk o önermiş ve "Başkan bu çok güzel bir proje, bunu yap" demişti. Benim hiç aklıma gelmemişti, hemen başladım. Porje kapsamında, 37 haneye ve toplam 59 kişiye yemek hizmeti veriyoruz.
"...TEŞEKKÜR EDİYORUM"
Ben, 4.5 yılda bize destek veren Cumhurbaşkanımıza, Bakanlarımıza, Genel Başkanımıza, Milletvekillerimize, Sayın Valimize, Sayın Kaymakamımıza ve İlçe Başkanlarımıza çok teşekkür ediyorum. En çok da Ortaca halkına teşekkür ediyorum, sağ olsunlar benim arkamdan çok dedikodular çıktı, olaylar çıktı ama bana sahip çıktılar. Hepsine çok teşekkür ediyorum.