Geçen yıl temmuz ayında,10 yaşındaki Cem A. ,Bursa'nın Nilüfer ilçesi Görükle Sakarya Mahallesi'ndeki bir apartmanda, çöp eve dönen dairede belediye ekipleri tarafından bulundu. Baygın halde bulunan ve teyzesi Kamuran Pınar Acar tarafından, 1 yıl boyunca alıkonulan Cem A., Antalya'ya annesinin yanına getirildi. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ekiplerince koruma altına alındı ve ardından Akdeniz Üniversitesi'nde tedaviye alındı. Cem Muhammet A., tedavisi sonrası Antalya Çocuk Evleri Sitesi'ne yerleştirildi. Fiziki ve psikolojik tedavisi gördü. Tedavi bitimi, Cem, annesi Yasemin Acar'a kavuştu. Cem Muhammet, Antalya'da annesiyle birlikte yeni bir yaşam kurdu. Hiç okula gitmeyen ve geçen yıl ilkokul 1'inci sınıfı bitiren Cem Muhammet, sınıf atlama yöntemiyle bu yıl 3'üncü sınıfa devam ediyor.
Anne Yasemin Acar; "Bana söylenen şuydu, 'Anlatana kadar soru sorma' dediler. Ben de sormadım. İlk yaz tatilinde, ev iznine geldiğinde başka şeyler de anlattı. Yemek verilmemesi, aç bırakılması dışında başka işkenceler de olduğunu. Onları açamıyorum, travma olarak tekrarlanmasın diye. Çok güçlü, çok metanetli bir çocuk, pek çok yetişkinden daha metanetli bir çocuk. Yetişkin gibi. Çok şükür baya yol katettik, çok şükür hayatta kaldı, başardık. Şu anda boyu 1,52, kilosu ise 35, hızlı kilo aldı.
Basında yapılan yanlış haberler vardı. Savcı linkleri istedi, biz teslim ettik. Gazete ve TV yayınlarına dava açtık, şu an dava sürecinde. Büyük tazminatları ödeyecekler. Yalan haber yapıp, benim evimin üzerine çöp ev fotoğrafı eklediler. Ondan sonra da hem psikolog hem de avukatlarım yayın yasağı getirdi. Hala o yayın yasağı devam ediyor. Hatta daha sonra google'dan haberleri sildireceğiz. Sonra da isim değişiklikleri olacak. İsimler değişecek. Cem'in hayatında ne kadar sıkıntı yaratan şey varsa her şey temizlenecek. Cem'in de ismini değiştireceğim. Biz bunu düşünüyoruz açıkçası, şu anda çok gerekli değil ama bu çocuk evlenecek, askere gidecek, böyle sıkıntılarla karşılaşsın istemiyorum. Pırıl pırıl bir delikanlı. Belki vali olacak, belki kaymakam olacak. Çok da akıllı bir çocuk, ondan dolayı böyle bir şey düşünüyoruz. Ben mümkün olduğunca uzak kaldım. Ben uzak kaldıkça yalan haberler yapıldı. Bir taraftan Sosyal Hizmetler beni sıkıştırdı. Dediler ki, 'Eğer konuşursanız basına, biz size yardım etmeyiz. Yani devlet yardım eder ama bizim gözümüzde farklı bir anne olduğunuz için, sonuna kadar yardım alamazsınız'. Maddi yardımdan bahsetmiyorum. Sosyal Hizmetler ne dediyse ben son derece uyumlu bir şekilde davrandım. Biz şimdi onun karşılığını zaten aldık.
Yasemin Acar, oğlunu kaçırdığını söylediği kız kardeşi Kamuran Pınar Acar'ı, annesinin ölümünden de sorumlu tutarak şunları ilave etti: "Bir de şöyle bir detay ortaya çıktı, kişi hapisten ömür boyu çıkamayacak. Çünkü Cem'in anlattıklarına göre, anneannesini de o öldürmüş. Kamerayı kırıp, içirdiği hapı hatırlıyor. Uyuma taklidi yapmış, içirdiği hapı hatırlıyor Cem. Bununla ilgili suç duyurusunda da bulunduk. Hatta Cem bulunmadan önce, ben hastaneye gittiğimde, kız kardeşim annemin başına bir sürü borç açınca benim maaşıma bile o sırada haciz konulmuştu. Benim de bankalar için bir kağıt almam gerekiyordu. Onun için hastaneye gittiğimde, doktorlarla konuştuğumda dediler ki, 'İleride çocuğunuzu bulduğunuzda bize gelin. Biz size şahitlik yaparız. 2 temizlik görevlisi olaya şahit'. Normal yatışlı bir hastaydı anneanne. 'Ona bağırıp, çağırıp, ölümüne sebebiyet verdi' şeklinde geçti ama olay farklıymış. Anneannenin boğazını sıkmış, temizlik görevlisi geldiği sırada diyor ki 'Koşun yetişin annem ölüyor.' Halbuki ondan önce bir hap içiriyor. Biz bunları da sunacağız ve ömür boyu oradan çıkamayacak. İyi ki öldürmemiş çocuğu ama ölüme terk etmiş. Yavaş yavaş ölmesini beklemiş. Kafasına çekiç vurup kanatmalar, ellerini arkadan bağlamalar. Çocuk 1,5 yıl içince pek çok şey anlattı. Hatırladıkça da anlatıyor. Anneanneyi de öldürdüğünü ispat edersek hiç çıkamayacak. Hastanede kamera kayıtları var zaten, kamerayı kırma anına kadar. Biz geri plandayız şu anda. Biz yeni bir hayat kurduk, geri plandayız. Duruşmalara falan gitmiyorum açıkçası. Avukatlarım ilgileniyor. Benim yıllar önce kendisine yazdığım mesajları, Iinstagram'dan eski arkadaşlarından yardım istediğimi, 'Lütfen kardeşime ulaşın, ileride bunun sonu hapis, hapse girmesin. Çocuğumu tatlılıkla versin' şeklinde mesajlarımı indirdim. Hepsini mahkemeye teslim ettim. Flaş bellek olarak de sundum pek çok şeyi. Bu yalan haberlerin linklerini, bir sürü dosya sunduk biz mahkemeye. Herkes hak ettiğini buldu. Adalet yerini buluyor. Zaten ilahi adalet mutlaka yerini buluyor." şeklinde açıklamalrda bulundu.